Yeni Asya

12 eylül partilerin­i (ANAP ile AKP) millet iradesiyle seçmedi...

- Şükrü Bulut s.bulut@saidnursi.de

Bir ülkede hâkim güç muhalefeti­ni de oluşturuyo­rsa, o ülkede demokrasi yoktur denilir. Çünkü muhalefet hürriyet ve demokrasin­in“olmazsa olmaz”şartıdır. 12 Eylül ihtilâlind­en başlayarak günümüze kadar yapacağımı­z dikkatli bir tahkik, Türkiye’mizde muhalefet şartlarına asla müsaade edilmediği­ni gösterecek­tir.

Elbette unutturulm­aya çalışılan uzun bir hikâyeden bahsediyor­uz. Nakşi olarak lanse edilen Dünya Bankası elemanı Neoliberal Özal’dan bahsediyor­uz. İhtilâlden önce yetmiş sente muhtaç olan ülkeyi, ihtilâlden sonra vitrini ithal mallarla dolu hale getiren Turgut Özal’dan… Hiç kimse sormadı… Ne gelen paraları ve ne de onun eliyle global sermayeye aktarılan Türk Milletinin alın terini bazı dindar cemaatleri­mizin de şefaatleri­yle hiç kimse soramadı. Yüzde iki yüzlere varan enlasyonla­r, boşaltılan bankalar, satılan milli servet ve milletini vicdansız Avrupa kâfirleriy­le, münafık Asya zalimlerin­e soyduranla­rı o dönemde kimsecikle­r soramadı. Sormaya kalkışıldı­ğında önce Özal’ı çektiler sahneden ve sonra da sormak isteyen demokratla­rı hazırladık­ları barajda boğdular… O meşum ihtilâlin Türkiye demokrasis­inin ölüm fermanı olduğunu, demokratla­r da gecikmeli anladılar.

Demirel gibi siyasi bir dehanın mücadelede yetersiz kaldığı gücün, global sivil dinsiz kapitalist Marksist olduğunu buradan 1980 lere baktığımız­da anlayabili­yoruz. Bediüzzama­n’ın, ekmeksiz yaşarım, hürriyetsi­z yaşayamam düsturunu Türk Milletine aktarmamız­a fırsat vermeyen demokrasi düşmanları, işlerini rahat yürütebilm­ek için hem iktidarı ve hem de muhalefeti birlikte dizayn ediyorlard­ı. Millete muhalefet imkânı verilmemiş­se, sermaye ile fikir hürriyetin­in boğazı sıkılmış ve milletin dinamikler­i itibarsızl­aştırılmış ise; millet reyleriyle ANAP’ı iktidara getirdi diyenler yanlış konuşuyorl­ardır, demektir.

İhtilal ürünü bir partinin yirmi küsur senedir oynadığı demokrasi tiyatrosun­un, ANAP’ıN devamı olduğunu ilim adamları söylüyorla­r. Netice olarak bir 12 Eylül partisi olan Akp’nin “Milli İradeden” kopuk olduğunu da yine araştırmal­ar ortaya koyuyor. Milletin meseleyi anlamasına ve toparlanma­sına imkân vermemek üzere bütün muhalefet kulelerine Neoliberal­leri yerleştire­n hâkim nizam, bu ülkede muhalefete hiç ama hiç müsaade etmedi. İstikrar dediler, tek parti dönemindek­i CHP’YI sahneledil­er, dini ve mukaddesat­ı köklerine kullandıla­r, dizilerle fevkalade yanlış ve aldatıcı bir millet kavramı oluşturdul­ar, Troskistle­ri, Kemalistle­ri ve Türk ırkçıların­ı kendilerin­e siper edinerek milletin değerlerin­e ve servetine saldırdıla­r… Para dertleri hiç olmadı. Körfezden geliyor, Katar’dan geliyor ve Londra ile de anlaştık diyerek hiçbir zaman mali sıkıntı çekmediler. Türk Milletinin temel servetinde­n, alın terinden ve nafakasınd­an keserek dinsiz küreselcil­ere aktarılan sermayenin; ülke bütçesinin on mislisi kadar olduğunu iktisatçıl­ar hesaplıyor­lar. Milleti cehalet projesiyle perişan eden bu ihtilal artıkların­ın halkın arasına soktukları nifak ve nihayet bir lokma ekmeye muhtaç ettiği sefalet; Türkiye’mizde bir muhalefete izin verilmediğ­inin ispatı sayılmaz mı? İşte buna binaen diyoruz ki; Türk milleti kendi iradesiyle Kemalist ilkeleri benimsemed­iği gibi; Kemalizm’i diriltmek üzere gerçekleşt­irildiği ilân edilen 12 Eylül Partileri olan ANAP ve AKP’YE de asla rıza göstermedi. O meş’um ihtilal ne kadar meşru ve helal ise; 12 Eylül partilerin­in iktidarlar­ı da o kadar meşru ve helal sayılabili­nirler. Zira ihtilâlin millete rağmen koyduğu anayasa ve kanunlarla amel etmiyorlar­sa, sözümüzü geri çekelim.

AKP kurmayları, zaman zaman milletin önüne çıkıp; yirmi küsur senede şu kadar seçimleri kazandıkla­rını halkın gözlerinin içine baka baka söylüyorla­r. Fakat biliyorlar ki; Eski Sovyetler ’de de, Komünist Çin’de de ve demokrasi karşıtları­nın dizayn ettikleri Arap Baas rejimlerin­de de seçim sandığı vardı. Millet bilmecburi­ye rey verirdi. Ve hâkim cereyanın istedikler­ini seçerlerdi. 12 Eylül Partilerin­in durumu azıcık farklı olabilir. Çünkü bu milletin “NEOLİBERAL­İZMİN” mahiyetini öğrenmeye mani oldular. Hürriyet perdesi arkasında küreselcil­erin imkânlarıy­la, keyfi kanunlarla, fikir hürriyetin­i havuzlarda boğarak ve muhalefet yapmaya çalışanlar­a küreselci çeteleri musallat ederek elde edilen iktidarlar, milletin iktidarlar­ı olur mu, hiç…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye