Insalı idareci her ülkeye lazım
Son yıllarda sadece ülkemizin değil, belki dünyanın gündemini meşgul eden önemli konuların başında ‘yabancılar’ ya da ‘göçmenler’ meselesi geliyor. Türkiye görece olarak eskiden çok daha rahattı. Yabancı denildiğinde akla ekseriyetle ‘turist’ler gelirdi. ‘Göçmen’ meselesinin gündeme yerleşmesi Suriye’de patlak veren ‘savaş’ sonrası yaşandı.
Türkiye’den Almanya’ya giden çok sayıda ‘gurbetçi’miz oldu. Gurbetçilerimizin Almanya’da maruz kaldığı kötü mualeme sebebiyle göçmenlik meselesi esasında bize yabancı olan bir durum değildi. “Irkçı Almanlar”ın Almanya’da yaşayan Türklere, ‘yabancılar’a, ‘göçmen’lere karşı ortaya koydukları tavrı belki de yarım asırdık kınayarak bu günlere geldik. Ülkemiz ve milletimiz, şimdi benzer bir imtihanla karşı karşıya. Şimdiye kadar alışık olmadığımız sayıda ‘yabancı’ ülkemizde yaşıyor ve yabancılardan razı olmayan geniş bir kitle var.
Esasında ‘yabancı’ların bir ülkede bulunması o ülkeye zenginlik katabilir. Fakat bu dengeyi iyi ayarlayabilmek gerekir. Amerika, farklı milletlerin bir arada bulunmasının zenginlik sebebi olduğuna bir delildir. Bizde ise maalesef bu mesele iyi planlanamadı. Komşu ülkelerden gelenleri, gereği yapılmadan sadece ‘güzel isim’lerle isimlendirmek meseleyi çözmüyor.
“Yabancı”lara karşı örnek tavır sergileyen idarecilerden biri de eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff sayılabilir. İlgili haberde şu bilgiler var: “Christian Wulff yaptığı açıklamada, “Almanya’da göçmen kökenliler olmadan hiçbir şey yürümez. Göç olmazsa bir kayıp yaşarız. Otellerin, restoranların, eczanelerin, hastanelerin ve bakım merkezlerinin durumunu bir düşünün” ifadesini kullandı. “Almanya’da Müslümanların medyada nasıl algılandığıyla ilgili geçmişte yapılan araştırmaya değinen Wulff, şöyle devam etti: “Almanya’daki Müslümanlar aslında sadece suç, terör ya da başörtüsü söz konusu olduğunda algılanıyor. Bu hiç de gerçeği yansıtmıyor. Buna milli futbol takımımızın kaptanı (İlkay Gündoğan) ve COVID-19 aşısını üretenler (Uğur Şahin ve Özlem Türeci) de dahil. Tüm komşularımız, meslektaşlarımız, barış içinde ve hukukun üstünlüğüne saygı duyarak birlikte yaşayan insanlar.” Alman Silahlı Kuvvetlerinde yaklaşık 5 bin Müslüman askerin görev yaptığını vurgulayan Wulff, “Ama neredeyse hiç kimse bunun farkında değil. Onlar bizim için hayatları pahasına görev yapıyorlar, biz ise sadece sorunlar hakkında konuşuyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisinin (AFD) insan onuruna ve temel özgürlüklere karşı takındığı tutumu eleştiren Wulff, “Bu, demokrasinin altını oyma, onu istismar etme girişimidir. İzolasyon, kibir fikrini yüceltmektedir. Afd’nin nüfuz kazanması sadece azınlıkları büyük ölçüde tehlikeye atmakla kalmayacak herkese, tüm ülkeye zarar verecektir” ifadesini kullandı.” (AA, 29 Ocak 2024)
Alman Silahlı Kuvvetlerinde yaklaşık 5 bin Müslüman askerin görev yaptığını şahsen ilk defa duyduk. Eski Almanya Cumhurbaşkanı Wulff’ın Müslümanların sadece‘kötü’örneklerle hatırlanmasına itiraz etmesi çok önemli bir tespit değil mi? Ayrıca, “İzolasyon, kibir fikrini yüceltmektedir” tespiti yabana atılabilir mi?
İnşallah insalı idarecilerin sayısı her ülkede çoğalır ve kibir fikrini yüceltenlerin sesi kısılır...