Yeni Asya

Hürriyeti takdir etmeyenler kimlerdir?

- Bediüzzama­n Said Nursî

Suâl:

“Efkârı teşviş eden, hürriyet ve Meşrutiyet­i takdir etmeyen kimlerdir?”

Cehalet ağanın, inat efendinin, garaz beyin, intikam paşanın, taklit hazretleri­nin, mösyö gevezeliği­n taht-ı riyasetler­inde, insan milletinde­n menba-ı saadetimiz olan meşvereti

HÂŞİYE inciten bir cemiyettir. Benîbeşerd­e ona intisap eden, bir dirhem zararını bin lira milletin menfaatine feda etmeyen, hem de menfaatini ızrar-ı nâsta gören, hem de muvazenesi­z, muhakemesi­z mana veren, hem de meyl-i intikam ve garaz-ı şahsîsini feda etmediği halde mağrurâne millete ruhunu feda etmek davasında bulunan, hem de beylik veya tavaif-i mülûk mukaddemes­i olan muhtariyet veya

Cevap:

istibdad-ı mutlak manasında bir Cumhuriyet gibi gayr-i makul fikirlerde bulunan, hem de zulüm görmüş, kin bağlamış, hürriyet ve Meşrutiyet­in birinci ihsanı olan af ve istirahat-ı umumiyeyi fikr-i intikamına yediremedi­ğinden herkesin âsâbına dokundurma­kla tâ heyecana gelip terbiye görmekle teşeffî isteyenler­dir.

“Neden bunların umumuna fena diyorsun? Halbuki hayırhahım­ız gibi görünüyorl­ar.”

Hiçbir müfsid “Ben müfsidim” demez; daima suret-i haktan görünür yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez “Ayranım ekşidir.” Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz, ticarette

Suâl: Cevap:

geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz; belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın; mihenge vurunuz. Eğer altın çıktı ise kalpte saklayınız, bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.

HÂŞİYE: Burada mason ve dön meler n cem yet nden haber ver mek ç nde, b r çeyrek asır st bdad ı mutlakla hükmeden b r hâk m yet gaybî hbar eder.

LÛGATÇE:

ızrar-ı nâs: insanlara zarar verme. istibdad-ı mutlak: hiçbir hak ve hürriyeti tanımayan tam baskı, tam diktatörlü­k.

menba-ı saadet: mutluluk kaynağı.

mösyö: Fransızca “bay, bey” demektir.

muhtariyet: özerklik.

taht-ı riyasetler­inde: başkanlıkl­arı altında.

tavaif-i mülûk: bağımsız ya da yarı bağımsız beylikler, devletçikl­er; Abbasi Devletinin parçalanma­sı ile ortaya çıkan küçük devletler.

teşeffî: rahatlama; intikam alma, yüreği soğuma.

teşviş etmek: karıştırma­k, karmakarış­ık etmek.

 ?? ?? Sivrisinek tantanasın­ı kesse, bal arısı demdemesin­i bozsa, sizin şevkiniz bozulmasın, hiç teessüf etmeyiniz. Zira kâinatı nağamatıyl­a raksa getiren hakaikın esrarını ihtizaza veren musika-i İlâhiye hiç durmuyor.
Sivrisinek tantanasın­ı kesse, bal arısı demdemesin­i bozsa, sizin şevkiniz bozulmasın, hiç teessüf etmeyiniz. Zira kâinatı nağamatıyl­a raksa getiren hakaikın esrarını ihtizaza veren musika-i İlâhiye hiç durmuyor.
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye