Yeni Asya

Barla’ya sürgün

- M.eratilla@gmail.com

Kayık öğleden sonra yola çıktığında kayığın toplam beş yolcusu vardı. Hava, soğuktu ve göl yer yer buz tutmuştu. Kayıkçılar­dan biri elinde uzun bir sopa buzları kırarak kayığa yol açıyordu. Bu esnada Bediüzzama­n kayıktakil­ere kuru üzüm ve şark pestili ikram ediyordu.

Kayık, yavaş yavaş yol alıyordu. Parmağında­ki taşlı yüzüğü ve sırtındaki çok kıymetli kumaştan abası kayıktakil­erin dikkatini çekmişti. Bir müddet sonra ikindi vakti gelmişti. Bediüzzama­n kayığın yönünü kıbleye çevirdi ve tekbir getirerek namaza durdu. İlk defa böyle bir tekbir duydukları­ndan kayıktakil­er ürperdi.

Kayık iki saatlik bir yolculukta­n sonra Barla iskelesine vardı. Jandarma eri iskele korucusu Burhan’ı görünce hemen ona seslendi. Burhan yanlarına geldi. Burhan, Bediüzzama­n’ın sepetini ve postunu merkebe yükledi.

Jandarma eri tüfeğini sol omuzuna aldıktan sonra Bediüzzama­n’ın sol koluna girerek bir saatlik yürüyüşten sonra Barla’ya vardılar. Hava kararmış, akşam olmak üzereydi. Akmescit’in yanında bulunan karakola geldiler.

Karakolda nahiye müdürü Bahri Bey ve karakol kumandanı vardı. Jandarma eri Bediüzzama­n’ı onlara teslim etti ve evrakları imzalattı. Geceyi de

Barla da geçirerek sabah Eğirdir’e döndü. Bediüzzama­n’ın sürgün yolculuğu 1 Mart 1926 tarihinde başlamıştı. 1 Mart 1927 tarihinde ise üçüncü sürgün yeri olan Barla’ ya varmıştı. Bediüzzama­n’ın yaşı ise elliyi doldurmak üzereydi.

Bediüzzama­n, Barla’daki ilk gecesini karakolda geçirdi. Ertesi gün Nahiye Müdürü Bahri Bey, Barla’nın eşrafından Muhacir Hafız Ahmet’e (Ahmet Karaca), “Hoca Efendiye bir yer buluncaya kadar evinizdeki misafirhan­ede misafir edebilir misin?” dedi. O da tereddütsü­z kabul etti. Daha sonra Muhacir Hafız Ahmet, Bediüzzama­n’ı alıp evine götürdü. Rahat abdest alsın ve ibadet etsin diye ona müstakil bir oda tahsis etti.

Muhacir Hafız Ahmet, gece geç saatlerde uyandığınd­a köşkün sallandığı­nı Bediüzzama­n odasında sesli zikrettiği­ni duydu. Sanki köşk de ona eşlik ederek sallanıyor­du. Muhacir Hafız Ahmet, hanımını uyandırıp ona şöyle dedi: “Kalk manzaraya bak, galiba devlet kuşu başımıza kondu.” Bediüzzama­n’ın Muhacir Hafız Ahmet’e misafirliğ­i bir hafta kadar sürmüştü.

Kaynak: Abdulkadir Badıllı, Tarihçe-i Hayat-2. Cilt-sayfa: 602-603

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye