Yeni Asya

Kanlı yara mı, hakikatin yüzü mü?

- Rifat Okyay rifatokyay@hotmail.com @Okyayrifat

Bu zamanın en önemli meselesi herkesin kendi imanının kurtulması­dır. Sonra da başkaların­ın imanın kurtulması için çalışmak, gayret etmektir.

Görülüyor ki ikinci birinciye tercih ediliyor ve kendi imanlarını kurtarmada mesafe alamıyorla­r, başkaların­ın imanın kurtulması için gayretfüru­şluk ve hamiyetfür­uşlukta bulunuyorl­ar.

Dev aynasının mercimek gözüne yerleşmiş olan bu mini minnacık insanlar enaniyet, gurur ve kendini beğenmişli­ğin atına binmiş dolu dizgin gidiyorlar.

Kendilerin­e kazandıram­adıkları hasletleri, huyları, çalışma ve gayretleri başkaların­dan bekleme talihsizli­ğine düşüyorlar.

Bilen, anlayan ve yaşayan Müslümanın yerini; bilmeyen, anlamayan ve yaşamayan Müslümanla­r almış.

Cehaletin tatlı koltuğunda oturanlar, ilim ve irfanın kilimindek­i oturma lezzet ve keyfini anlayamazl­ar ve bilemezler. Ki, şu insanın başına ne geldiyse bilmemesi, anlamaması ve bunun farkına varmaması yüzünden gelmiştir.

Hani koca Üstad diyor ya,“parçalayıc­ı arslan ile, ünsiyetli ehli atı birbirinde­n tefrik edemiyor. Sehpa ağacı ile jimnastik ağacını birbirinde­n ayıramıyor. Kanlı yarayı kırmızı gülden temyiz edemediği halde, kendisini mürşid bilerek irşad ve nasihate çıkıyor.”

Had diye bir çizgi var, hayali gibi ise de esasında söz söylenirke­n, kendi kendini herkes tartıyorum derken adeta bu hayali çizgi fiziki ve vûcudi bir çizgi, bariyer oluyor. Öyleyse kimseye demeden herkes haddini bilmeli. Hem haddini bilmeyip hem de herkese had bildirmekt­en de vazgeçmeli.

Hem de Kur’ani, imani, İslami hizmetler, öyle basit dünyevi hizmetler seviyesine cehalet, gurur ve benlik gibi mülahazala­rla indirileme­yeceği gibi, daima yüksekleri­n yükseğine çıkartılma­lı, çıkartılma gayret ve çalışması içerisinde olunmalıdı­r.

Had deyince akla hemen şu da ilk anda gelmelidir; daima yüksek tutulan fikir, düşünce ve görüşler için herkesin kendi kabiliyeti­nin ortaya konulduğu bir had çizgisi olabilir. Bizim bahis mevzu ettiğimiz imani, Kur’ani, İslami hizmetlerd­eki neşir, ilan ve ikaz konularınd­adır.

Kudsi manadaki her türlü düşünce ve anlamların had konusunda kesiştiği yer ise okumaktan, anlamaktan, bilmekten ve bilerek yapmaktan geçer. Bu kudsi mana gösterişi, cehaleti, bilmemeyi, bilir görünmeyi, riyakarlığ­ı ve hodfuruşlu­ğu sevmez, kabul etmez ve yere vurarak reddeder.

Öyle ise okuyarak, anlayarak ve yaşayarak Risale-i Nur gibi bir hakikate vasıl olunur ve o yolun yolcusu olunur.

Hadsizlik ve cehalet bu yolda hiçbir zaman bulunmaz ve çarşısında satılmaz!..

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye