Gençlerin gelişimindeki engeller nelerdir?
Genç bireylerin gelişimlerinin önünde duran en büyük faktörlerden biri acz ve fakrın farkında olunamaması. Acz ve fakrın bilinmesi, ihtiyacını fark etmektir. Evet, insanın pek çok şeylere ihtiyacı vardır fakat en önemli ihtiyacı kendini gerçekleştirmesi için gerekli bilgi ve donanımdır. Bu ihtiyaçlar eğer doğru kaynaktan kanalize edilirse bireyin en kıymetli senelerinin nizama koymasıyla aslında bir ömür istikamet üzere gidebilmesi için büyük bir önem taşır. Gencin ihtiyaçlarına cevap veren faktörlerin en önemlisi ise; akıl, kalp, ruh senkronizesiyle sürdürülebilen bir hayat tarzıdır.
Dâhili ve harici pek çok etkene maruz kalmakla birlikte hikmet-i felsefe ile yaralanmış gencin bu zamandaki en tesirli ve hiçbir yan etkisi bulunmayan ilacı, Risale-i Nur’lardır. Kur’an hakikatleri olan nurlar, bireyin şahsi hayatını düzenlemekle orantılı sosyal hayatını düzenlemiş oluyor. Gençler, duygularının en yoğun döneminde Risale-i Nuru tanımakla akıl ve kalbin birbirine tesanütü ile bu yıllarını daha dengede istikamet üzere geçiriyor. Aslında bireyin bu dingin hali başta aile olmakta topluma da bir örnek ve rol model olmuş oluyor.
Dâhili ve harici etkenlerin fazlasıyla aktif olduğu bu süreçte nefsin kontrolü ve irade terbiyesi göründüğü kadar kolay olamıyor. Çok rahat kılabildiğin bir vakit namaz, diğer vakitte nefse çok ağır gelebiliyor. Günün neredeyse her saati farklı duygular yaşanabiliyor. Tabi bu dalgalı denizin hiç mi sakin hali olmayacak?
En çetin dalgalarda üzerimize gelse kendimizi koruma stratejilerini geliştirmek durumundayız. Hislerin ve heveslerin hâkim olduğu yıllarımızda bizim için bir engel değil gelişimimize bir basamak olarak değerlendirebilir. Kur’an güneşi altında terbiye edilen her bir duygu artık bizim lehimize geçer. Mesela; şiddetli inat duygusunu dünyaya ve sevdiklerimize karşı sarf ettiğimizde elimize geçen o mahbupların fani olması ve elde edemememiz ile elimizde kalan elde edememişliğin, ya da kaybetmenin insana verdiği büyük bir elem oluyor.
Fakat o inat duygusunu hakikatleri öğrenmede kullanmakla sebat duygusuna yönlendirebilirim. Ya da muhabbetimi fani kişilere pahalıya satmaktansa hakiki sevgili olan Rabbime hasredebilirim. Bu duyguların kontrolü ancak iç motivasyonun, kalbi hissiyatın aktif tutulması ile gerçekleşebilir. Gıdasını almayan duygular aktileşmez bu yüzden duyguları besleyecek kaynaklara her zaman başvurulması gerekir. Bu kaynaklar kişiye göre değişiklik gösterse de en etkilisi Risale-i Nurlarda ki duygu ve his kontrolüne dair meselelerdir.
Bu meselelerin gençler için toplanmış derlenmiş üzerinde hatta mahkemelerin bile yapıldığı bir eser olan