İttihad-ı İslâmı kim, nasıl gerçekleştirecek?
Kardeşimiz S. Alemdar, “Birleşmezsek zulümler bitmeyecek. “En büyük farz vazifesi olan ittihad’ için diğer STK, cemaat, tarikat, vs. ikna etmemiz lâzım değil mi?” diye sordu.
Cemaat mensubu fertler olarak asla acze ve ümitsizliğe düşmeden daha büyük gayret göstermeli. Zira, “Yeis, aczden gelir. Yeis, mâni-i herkemâldir. Hamiyet ise, şiddet-i mevânia karşı şiddetle metânet etmektir.”1
İslam birliği için önce İttihad-ı İslam kavramını teferruatıyla anlamak, öğrenmeli ve altyapısı, ittihad-ı iman, ittihad-ı ilim, ittihad-ı uhuvvet, ittihad-ı fikir teşekkül ettirmeli. Müslümanların başına gelen bir musibet ve felaket için, yalnızca kader boyutuna bakıp, “Onlar hak etti, kader de adalet etti!” diye inanırlarsa ittihad-ı kader olmaz ve ittihad gerçekleşmez. Ve şu fikirde de ittihad etmeliyiz:
“İttifak hüdâdadır, hevâda ve heveste değil.”2 Yoksa, “menfaat üzerine dönen canavar siyaseti” uygulayanlar ve milleti hasis menfaat ve çıkarları için biribirine düşüren siyasetçiler değil! Biz vatandaşlar “katil İsrail mallarına boykot” ederken, iktidarın ihracat-ithalatları (yüzlerce gemi ile mal savkiyatları) devam ettirilirken… Müslümanlar, Kur’an ve Sünnet-i Seniyye’yi dinlemeyip, sabahtan akşama kadar siyasi liderlerini dinler ve ona göre hareket ederse ittihad-ı İslam gerçekleşmez. Ferdi ferde, aileyi aileye kırdıran kutuplaştırıcılarla kim ittihad, ittifak eder? “Komşusu açen yatan”lar ittihad-ı İslamı temin edemez! “Menfaat üzerine dönen canavar siyaseti” takip edenler ittihada gelmez!
Unutmayalım ki, ittihad-ı İslam dahil her meselede vazifemiz, yalnızca tebliğdir, vazife-i İlahiyeye karışmamaktır. “İnsanın elindeki cüz-ü ihtiyarî ile işledikleri ef ’allerinde, Cenâb-ı Hakka ait netâici düşünmemek gerektir... Üstad-ı mutlak, muktedâ-yı küll, rehber-i ekmel olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm, ‘Peygambere düşen, ancak tebliğ etmekten ibarettir.’3 (mealinde) olan ferman-ı İlâhînin… sırrıyla anlamış ki, insanlara dinlettirmek ve hidayet vermek, Cenâb-ı Hakkın vazifesidir; Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmazdı.”4 “İnsanların çekilmesiyle ve dinlememesiyle daha ziyade sa’y ve gayret ve ciddiyetle tebliğ etmiş.”5
İttihad-ı İslâmı “seyasetçiler” değil, Kur’an’ın çağdaş tefsiri Risale-i Nur sağlayacak!
D pnotlar: 1-Münazarat, Enst./intr., s. 30.; 2-Hutbe-i Şâmiye, s. 93.; 3-Nur Suresi, 54.; 4Lem’alar, s. 135.; 5-Hizmet Rehberi, s. 234.