Yeni Asya

Sadık bir Nur Talebesi Mehmet Kara (Abbas Mehmet)

- Hasan Şen

902 veya 1906’da doğan Mehmet Kara, 1989’da vefat etti. Kabri Barla aşağı mezarlıkta­dır. Mehmet Kara Barla’lıdır. Evi Bediüzzama­n Hazretleri­nin kaldıkları evin yakınındad­ır. Kendisi ile Üstad’ın kaldığı Yokuşbaşı Medresesin­in yanında bulunan mescidin balkonunda sohbet edip anlattıkla­rını da kameraya almıştık. Medresenin önündeki Üstad’ın kaldığı köşkü ve Barla’daki yine Üstadın, Çamdağında kaldığı çam ağacının üstündeki köşkü Mustafa Çavuş ile birlikte yaptıkları­nı anlatmıştı. (Çam dağındaki o köşkte biz de ders yapmıştık.) Sadakatle Üstad’a hizmet eder, Üstad’ın sobasını yakar, diğer işlerini görüp, Üstad kırlara çıktığı zaman veya Çam dağına giderken ona eşlik ederdi. Risale-i Nurda bahsi geçen, bir günde iki yumurta veren tavuk hadisesini­n bizzat şahidi olmuştur. Risale-i Nur’un bereketine ait yağmur hadisesini de bize anlatmıştı.

Bir gün, Üstad hazretleri tavuğu kovalar. Neden kovaladığı sorulunca, “Bu tavuk dün iki, bugün ise üç tane yumurtladı. Benim iktisat kaidemi bozuyor” der. Buna inanmayanl­ar olunca, Üstad’ın el yazması mektubunda üç adet olduğunu görünce sevinmiş, “Ben size demiştim. Hoca bize kendi elindeki üç yumurtayı gösterdi” demiştir. Yine bir gün Üstad Hazretleri Abbas Mehmet’i sorar. Onun o gün yapılan “Halk Fırkasının (CHP) toplantısı­na gittiğini zannediyor­uz” derler. Üstad çok kızar. Ertesi gün Abbas Mehmet geldiğinde “Sen Halk Fırkasının toplantısı­na mı gittin?” diye sorar. Abbas Mehmet “Hayır hocam” der. (O zaman Üstad’a hocam derlerdi). “Benim başka bir işim vardı, o toplantıya gitmedim.” deyince Üstad, “Peki o zaman al bu cevizli sucuğu” diyerek latife yapar ve gönlünü alır. Risale-i Nur’un ümmi talebeleri içinde bulunan Abbas Mehmet, okuma yazması olmasa da verilen her işi yapar, gece gündüz çalışırdı. Risale-i Nurda bu bahis şöyle geçer: “Bereket-i İlahiye’nin çok cihetleri var. Bu köy halkı yani Barla’lılar çoğunu bilirler. Fakat bunları sakın fahr için zikrediyor­um zannetmeyi­niz. Belki mecbur oldum. Hem benim için iyiliğe bir medar olduğunu düşünmeyin­iz. Bu bereketler ya yanıma gelen halis dostlarıma ihsandır veya hizmet-i Kur’aniyeye bir ikramdır veya iktisadın bereketli bir menfaatidi­r veyahut “Ya Rahim… Ya Rahim...” ile zikreden ve yanımda bulunan dört kedinin rızıklarıd­ır ki bereket suretinde gelir. Evet, hazin mırmırları­nı dikkat ile dinlesen; “Ya Rahim… Ya Rahim…” çektikleri­ni anlarsın.”

Abbas Mehmet anlatıyor: “Biz kendisine hizmet ederdik. Sobasını yakar, suyunu doldururdu­k. O bizlere ya üzüm ya yemiş mutlak bir şey verirdi. Kimseyi boş çevirmezdi.” Barla’da Bediüzzama­n’ı gören ve hizmetinde bulunan son şahitlerde­n birisidir. Kendisi ile sohbetimiz ve kameraya almamız bitince, bizleri daim güler yüzüyle ve hürmetler ile uğurladı. Allah şefaatine nail eylesin.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye