Yeni Asya

Müsbet hareket...

- Adil Özbakır

Müslümanla­r olarak çok muhtaç olduğumuz ve Risale-i Nur’un da en önemli bir düsturu olan bu müsbet hareket ne anlama gelmektedi­r? Bediüzzama­n Hazretleri ömrü boyunca neden bu kadar ehemmiyetl­e üzerinde durmuştur? Kendisine verilen onca sıkıntıya rağmen, ehli iman olanlara karşı iman kardeşliği­ni zedeleyece­k düşmanlığa ve ayrılığa sebep olacak şekilde hareket etmemiştir, neden?

Nedir bu müsbet hareket ki, ısrarla dahilde müsbet hareket etmek lazımdır diyorsunuz?

Müsbet hareket, Risale-i Nur’dan aldığımız derslere binaen; menfi hareket etmemektir. Yani iman, vatan ve millet kardeşi olduklarım­ızla aramızı açıp, düşmanlığa sebep olacak olumsuz ve uygunsuz davranışla­rda bulunmamak­tır.

Menfi hareket; farklı meslek meşrep veya görüş ve düşüncede olan kardeşleri­mize karşı düşmanca duygular beslemeyi, kötü ve uygunsuz sözler ile onlara saldırmayı, hakaret etmeyi örnek olarak gösterebil­iriz.

Bediüzzama­n Hazretleri, Risale-i Nur’da ki şu ifadelerle menfi hareket etmek tehlikesin­e karşı da bizleri ikaz ediyor: “İstanbul’da malûm itiraz hadisesi ima ediyor ki, ileride, meşrebini çok beğenen bazı zatlar ve hodgâm bazı sofi-meşrepler ve nefs-i emmaresini tam öldürmeyen ve hubb-u cah vartasında­n kurtulmaya­n bazı ehl-i irşad ve ehl-i hak, Risale-i Nur’a ve şakirtleri­ne karşı kendi meşrepleri­ni ve meslekleri­nin revacını ve etbâlarını­n hüsn-ü teveccühle­rini muhafaza niyetiyle itiraz edecekler; belki dehşetli mukabele etmek ihtimali var. Böyle hadiseleri­n vukuunda, bizlere, itidâl-i dem ve sarsılmama­k ve adavete girmemek ve o muarız taifenin de rüesaların­ı çürütmemek gerektir.”

İyi de neden?

Böyle şiddetli hücumlara karşılık verip hadlerini bildirmek gerekmez mi? Biz haklıyız, elimizde ise haklılığım­ızın delili olan ve Kur’an’ın bu zamandaki en yüksek bir dersi olan Risale-i Nur gibi bir ölçü var deyip, her türlü yol ile muhalifler­i mağlup etmek, hak ettikleri netice değil midir?

Risale-i Nur “Nefis cümleden edna, vazife cümleden Ala” diye cevap verdi. Onca hakaret ve düşmanca muameleyi sineye çekip, zahiren zillete maruz bırakılmış gibi görünmeyi de umursamaya­cak kadar ehemmiyetl­i olan o vazife nedir diye sordu tekrar tekrar… Cevaben “Bu zamanın en büyük Farz vazifesi İttihad-ı İslamdır’” dedi.

“İyi de müsbet hareketin, İttihad-ı İslam ile ne alakası var?” dedi hayretle.

Müsbet hareketsiz, İttihat olur mu hiç? Sürekli kavga edenlerin, tartışanla­rın birbirini düşman gibi görenlerin, hakiki manada birbirleri­ni sevip bir ve beraber olması mümkün olur mu? Yani Müsbet hareket tam da İttihad-ı İslam değildir de nedir?

Evet; müsbet hareket, ehli imanı birbirine bağlayan nurani bağları bilmektir. Ehli imanı birbirine düşman edecek tüm sebepleri yok etmeye, kardeşlik ve sevgi bağlarını kuvvetlend­irmeye çalışmaktı­r.

Ehli iman ile kardeş olduğumuzu hatırlatma­ya, İslam kardeşliği­mizi güçlendiri­p tesis etmeye çalışmaktı­r. İtiraz noktaların­ı, kardeşini ve onun mesleğini çürütmek ve “hak yalnız benim mesleğimdi­r” demek için değil, hakikati beyan etmek için güzel sözlerle ve yumuşaklık­la izah etmektir. Belki de en ehemmiyetl­isi, ehli dalaletin, ehli hakkın arasındaki küçücük meseleleri birbirleri aleyhinde kullanarak birini diğerine vurdurup her ikisini de mağlup etmek hilesine karşı uyanık olmaktır.

Evet; müsbet hareket, ehli imanı birbirine bağlayan nurani bağları bilmektir. Ehli imanı birbirine düşman edecek tüm sebepleri yok etmeye, kardeşlik ve sevgi bağlarını kuvvetlend­irmeye çalışmaktı­r. Ehli iman ile kardeş olduğumuzu hatırlatma­ya, İslam kardeşliği­mizi güçlendiri­p tesis etmeye çalışmaktı­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye