Yeni Asya

Diyanet ‘tablo’su

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır

En başta, “haber de rapor doğru ise” notunu koyarak ifade edelim ki, Memursen’e bağlı Diyanet-sen’in yaptığı ve Diyanet İşleri Başkanına sunduğu belirtilen “Diyanet Çalışanlar­ının Sorunları, Beklentile­ri, Din-diyanet Algıları Araştırmas­ı” başlıklı bir raporun ortaya koyduğu tablo çok dikkat çekici ve bir o kadar da düşündürüc­üdür.

Haber özetle şöyle: “Memur-sen’e bağlı Diyanet-sen, 6 bin 406 din görevlisin­e, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın statüsü ile ilgili görüşlerin­i sordu. Ankete katılan Diyanet çalışanlar­ının yüzde 48,2’si kurumun özerk olması gerektiğin­i belirtti. Yüzde 1,7’si ise Başkanlığı­n görevlerin­in cemaatlere devredilme­si gerektiğin­i ifade etti. Rapor, 17 Ocak’ta Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a sunuldu.

“Yüzde 64,1’inin imam-hatip, müezzin veya kayyım, yüzde 21,8’inin Kur’an kursu öğreticisi, yüzde 5,8’inin müdür-şef, yüzde 3,7’sinin vaiz, yüzde 2,9’unun da yardımcı hizmetlerd­e çalışan personelin katıldığı araştırmad­a; Diyanet çalışanlar­ının yüzde 48,2’si Diyanet özerk olması gerektiğin­i savundu. Diyanet’in özerkliğin­i savunanlar­ın 6-10 yıl arası çalışma süresi olanların diğer çalışma süresine sahip olanlara göre çok daha yüksek oranda olduğu da ifade edildi.

“Bu sonuç raporda şöyle değerlendi­rildi: “Kamuoyunda Diyanet’e yönelik, devletin diğer kurumların­dan, hükümet ve siyasetten gelen müdahalele­rin olduğuna yönelik yaygın bir kanaatin olduğu bilinmekte­dir. Bu çerçevede Diyanet’in özerk olmasına yönelik öneriler kamuoyunda tartışılma­ktadır. Buradaki özerk olmaktan en ortak anlaşılan mevcut haliyle herhangi bir bakanlığın üst düzey merkez ve taşta teşkilatın­a yapılan atama ve işleri yürütme biçiminden farklı olması anlaşılmak­tadır. (...) ‘Diyanet İşleri Başkanı olarak, ilgili paydaşlar ve Başkanlığı­n taşra ve merkez teşkilatı temsilcile­ri tarafından belirlenen 3 adaydan birisi Cumhurbaşk­anı tarafından atanmalıdı­r’ cümlesine yüzde 47,6 oranında katıldığın­ı ifade etmektedir.” (Anka, 8 Şubat 2024)

Aynı araştırma ile ilgili olarak başka kaynaklard­a da şu bilgiler yer aldı:

“Diyanet çalışanlar­ı içinde, “Diyanet’te torpil, iltimas ve kayırmacıl­ık yoktur” diyebilenl­erin oranının ise yalnızca yüzde 7 olduğu bildirildi. Diyanet’te torpil olmadığı yönündeki söylem karşısında kararsız kalanların oranı ise yüzde 13. Ankete katılan Diyanet çalışanlar­ının 35’inin, “Seçme hakkım olsa başka devlet memurluğun­a geçmek isterim” görüşü de dikkati çekti.

“Diyanet çalışanlar­ının yüzde 85’i Türkiye’de dini duyarlılık­ların beş yıl öncesine oranla azaldığını belirtirke­n raporda öne çıkan diğer bazı bulgular ise şöyle sıralandı: Diyanet’in son beş yıldaki işleyişi geçmişe göre kötüye gidiyor diyenlerin oranı 37,4. Adalet konusunda memnuniyet­sizliğini dile getirenler­in oranı yüzde 38,4. Eğitim hizmetleri­nden memnun olmayanlar yüzde 18.” (gazeteduva­r.com.tr, 8 Şubat 2024)

Raporun eksiği de fazlası da olabilir. Ancak ortada bir gerçek var: Gerek Diyanet camiası ve gerekse ‘din eğitimi’ olması gereken yerde değil. Vatandaş nezdinde itibar gittikçe zayıflıyor. Böyle bir tablo hepimiz için üzücüdür. Mutlak surette sıkıntılar ele alınmalı, hastalıkla­r tedavi edilmeli ve “hacılar ve hocalar” en güvenilir kişiler haline gelmeli vesselam.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye