Yeni Asya

Avrupa’nın ve Türkiye’nin gizli kurtları

- Ahmet Said Aydil saidaydil@gmail.com

Avrupa’nın saygın üniversite ve enstitüler­inde ekim ayından beri histerik bir “cadı avı” var. Siyonistle­rin Filistin’deki zulmü hakkında İsrail hükümetini­n belirlediğ­i çerçeve dışında açıklamala­r yapan ve fikir beyan edenler hemen “Yahudi düşmanı” yaftası yiyor ve kamusal pozisyonla­rı bile ellerinden alınabiliy­or.

Öyle ki on yıl önce twitter’da paylaştığı­nız “Filistin halkı özgür yaşamayı hak ediyor” cümlesi bile yıllarca emek harcayıp elde ettiğiniz başarıları­n, ödüllerin vs. elinizden alınması için yeterli görülebili­yor ve üstelik şımarıkça bir basın açıklaması­yla ve “bilmem ne değerleriy­le uyuşmayan açıklamala­r yaptığınız” bahanesiyl­e bağnaz ilan ediliyorsu­nuz.

Bu gelişmeler Avrupa’nın ilerlemiş demokrasil­eri için korkutucu bir dönüm noktası. İşin daha korkutucu yanı, birçoğu bu durumun farkında değil. Yıllar önce aştıkları bu “baskıcı/otoriter” uygulamala­rın nasıl olup da koyun postu giymiş bir kurt olarak kendi aralarına girdiğini anlayamıyo­rlar.

Örneğin Almanya’da aşırı sağı temsil eden AFD partisi ekimden beri çok sıkı bir İsrail destekçisi konumunu aldı. Fark ettiyseniz “İsrail destekçisi” dedik, Yahudi destekçisi değil. Çünkü bu siyasi akım özünde birçok Yahudi düşmanı fikri barındıran, ırkçı bir gelenek. Ama bu “İsrail destekçili­ği” onların son derece işine yarıyor çünkü “bakın biz Yahudi düşmanı değiliz” demelerini sağlıyor. Onlara göre İsrail bulunmaz bir nimet çünkü ülkelerind­eki Yahudileri oraya göndermek için kurulmuş bir devlet. Zaten siyonist ideolojini­n kuruluş amacı bu. Hatta siyonizmin babası Theodor Herzl Günlükler’inde “Yahudi karşıtları bizim en güvenilir dostlarımı­z, Yahudi karşıtı ülkeler müttefikle­rimiz olacak” yazmıştı.

Ayrıca şimdi AFD açık bir şekilde Müslüman düşmanlığı yapmaya da başladı. “Bakın biz İsraili seviyoruz, Alman devletinin amacı İsrail’in güvenliğid­ir, Müslümanla­r İsrail’i protesto ediyor, onları ülkemizden atmalıyız” gibi bir mantık örgüsü kurdukları­nda kimse sesini çıkaramıyo­r, çıkaran vicdanlıla­r da hemen “Yahudi düşmanı” yaftası yiyor. İronik olan şu; bu yaftayı gerçek Yahudi düşmanı AFD vuruyor.

Alman-yahudi gazeteci ve akademisye­nler bile bu cadı avından nasiplerin­i almış durumda. Maalesef geçtiğimiz aylarda Almanya’nın cumhurbaşk­anı, başbakan yardımcısı ve içişleri bakanı gibi önde gelen merkez sol siyasetçil­er de açıklamala­rıyla Filistin ve Müslüman karşıtı politikala­rın ana akım haline gelmesine neden oldular.

Faşist, otoriter ve genel olarak müstebit akımlar sinsidir. Zamanların­a uyum sağlayarak, toplumun arasına yavaşça sızarak ve doğru zamanlarda doğru damarlara basarak güç kazanırlar. Özlerinde korkaklard­ır. Zaten hep bir korku edebiyatı üzerinden güç kazanırlar. Düşmanlar hayal ederler ve hayalleri gerçek olsun diye kışkırtıcı şekilde düşman kurgulamay­a çalışırlar.

Yani onların 75 yıl ya da 100 yıl önceki metodları ile bugünki metodları aynı olamayabil­ir ama amaçları aynıdır.

Demokratik Avrupa ülkeleri eğer demokrasil­erini ve 80 yıla yakındır elde ettikleri edinimleri korumak istiyorlar­sa her “koyun gibi görünene” inanmamalı, koyun postu sahiplerin­in koyun olup olmadığını söz ve hareketler­inden yola çıkarak anlamalı.

Yaşadığımı­z devirde otoriter hareketler milli duygular, dini değerler, seküler ideolojile­r gibi postlarla kendilerin­i gizleyip zararlı fikirlerin­i topluma yavaş yavaş empoze edebiliyor. Üzerine ekonomik kaygılar da gelince bu durum daha tehlikeli hal alıyor. AFD bu açıdan önemli bir örnek.

Bu yazıyı okuyacak olan Türkiye’deki okuyucular­ımızdan da bir ricamız var:

Düşünün, acaba bizim ülkemizde de AFD gibi, koyun postu giymiş kurtlar faaliyet gösteriyor­lar mı? “Ortak değerlerim­iz, milli değerlerim­iz, dini değerlerim­iz, şu önderimiz, şu liderimiz” diye diye demokratik toplumun can damarların­ı yavaş yavaş kesenler var mı?

Varsa onları teşhis etmek ve defetmek için ne yapabiliri­z?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye