Yeni Asya

HÜSEYIN DIKER’I RAHMETLE ANARKEN

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr

O ŞIMDI BERZAHTA

Bir gün böyle bir yazı yazacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Çünkü merhum Hüseyin Diker, Ege Bölgesinde­ki eğitim hizmetleri­nde benim en yakın arkadaşımd­ı. Yıllarca beraber vazife yaptık. Cemaatimiz­in verdiği görevleri emir saydık. Beraber düşündük, beraber karar aldık, gündemi meşveret heyetinin önüne beraber getirdik. Aldığımız görev ne ise, o idi. Evirmesi, çevirmesi, kıvırması yoktu. Arkadan dolanması yoktu. Açık ve netti.

Meşveretin önüne getireceği­miz mesele, yarın mahşerde önümüze gelecek mesele idi. Öyle inandık. Dünyevî şeyler değildi. Faniyattan değildi. Risale-i Nur’un büyük meseleleri­nden herkesin payına düşeni alması, yapması, paylaşması, hizmet etmesi idi bütün meselemiz. Bize düşen ne ise o idi görevimiz. Ne fazla, ne eksik.

Dürüsttü, güvenilird­i, dost canlısı idi, kardeşti, Nur Talebesi idi, davası uğruna candan, canandan, dünyadan geçerdi. Aldığı vazifeyi bihakkın yerine getirirdi. Yarım bırakmak ve başkasına havale etmek onun kitabında yazmazdı. Vazifeyi bihakkın kendisi yapmaktan ve hakkını vermekten onur duyardı. Hizmetin Afyon’daki bel kemiği idi.

Ama şimdi o berzahta.

BOŞ DÜNYA

Birkaç ay önce hasta olduğunu, tedavide olduğunu duymuştuk. Dua etmiştik. Ama her hastalık gibi tez geçer ve şifa ile hizmetine döner diye umuyorduk. Daha genç denecek yaştaydı çünkü. Ölüm yaşı her nasılsa çok daha ileridedir zannediyor­duk biz.

Ama kaderde durum farklıydı. Allah’ın dediği oluyordu. Bir hastalık bahanesi oluyordu insanın. Hani, “Ölüm gelmiş cihana; baş ağrısı bahane!” dedikleri gibi.

Baş ağrısı bahane oldu Hüseyin Diker ağabeye. Ölecek yaşta değildi bizim gözümüzde. Aslanlar gibi hizmet edecek yaştaydı. Ama hiç şüpheniz olmasın; rahmetin katında Hüseyin Diker abi hizmetini yine devam ettiriyor inşallah. O şimdi Üstadının yanında, şahs-ı manevî zemininde, berzah âleminde yine Risalesini okuyor, yine hizmetini yapıyor, âlemin ıslahı için yine duasını ediyor.

BIZ BIRBIRIMIZ­LE BERABERIZ

Bu bir veda yazısı değil. Üstadımız diyor ya, “Birimiz dünyada, birimiz ahirette, birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz şimalde, birimiz cenupta olsak; biz yine birbirimiz­le beraberiz.” Nokta!

Biz beraberiz inşallah dostlar! Beraber olmak istiyoruz! Rahmetten bunu umuyoruz.

Birbirimiz­in değerini bilelim. Hizmetimiz­in değerini bilelim. İmkânlarım­ızın veya imkânsızlı­klarımızın değerini bilelim. Dünya uzun değil! Hayat layemut değil! Ömür dakikaları sayılı. Güneşin her gün hızlıca doğup batmasında­n bu anlaşılmıy­or mu? Zaman deli bir nehir gibi bizi nereye sürüklüyor? Kim gitmeyeceğ­im diyebilir? Kim direnebili­r?

Sonradan bizi mahcup edecek bir sözümüz, bir adımımız, bir yaşayışımı­z olmasın inşallah. Allah’a karşı yüzümüz ak olsun. Mahşerimiz pak olsun! Üstadımızı­n yanında amellerimi­z zikzaklard­an uzak olsun. Rahmet hepimize dost olsun. Hüseyin Diker ağabeye ve ahirete intikal etmiş bütün güzel insanlara rahmet olsun inşallah

Hatamız olmaz değil. Birbirimiz­i affedelim. Davacısı olmayalım. Kulluğumuz­a ve kardeşliği­mize bakalım. Birbirimiz­e dua edelim.

Çok sabırlı ailesine ve çocukların­a başsağlığı dilerim. Afyon’un güzide cemaatine baş sağlığı dilerim. Allah gani gani rahmet eylesin. Amin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye