Yeni Asya

İMAN DERSINDE DÜNYEVÎ HESAP

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

İman dersine herkesin ihtiyacı var. Okunduğund­a, dinleyen herkesin ondan hissedar olur. Kabiliyeti nisbetinde ondan feyiz alır, istifade eder.

İşte, böyle bir iman dersine dünyevî hasapları zinhar karıştırma­malı. Hele ki, siyasî ve ticrarî menfaatler­i karıştırma­ktan şiddetle kaçınmalı. Aksi halde, derse gelenleri ve dinleyenle­ri şüpheye düşürüp, onları sû-i zanna sevk etme tehlikesi zuhûr eder.

Oysa ki, sırf lillah için olan bir imân dersinin derecesi, bütün siyasetler­in, bütün ticaretler­in ve hatta dünyevî bütün maksatları­n üstündedir. Dünyevî hiçbir gaye ve maksadın haddi değil ki, o kudsî iman hakikatini kendine âlet ve basamak yapsın.

*

Serapa iman kurtarma hareketi olup insanlara tahkiki imanı kazandırma vazifesini gören Risâle-i Nur, hakikaten “vesvesesiz bir imân dersi”ni veriyor. Küfür ve inkâr cephesine karşı bir “Sedd-i Kurânî” teşkil etmesi de, yine aynı maksada mâtuftur.

Bunun dışında, Risâle-i Nur’un başka bir hesabı, gayesi, hedefi, maksadı yoktur.

Gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında dinî tandanslı öyle platformla­rda bulunduk ki, en kritik aşamada dünyevî hesapların adeta tavan yaptığını hayretler içinde müşahade ettik. Dinî sohbetin en can alıcı noktasında, ya “Pamuk eller cebe” denip para isteniyor, ya da sandığa giderken hangi partiye oy verilmesi gerektiğin­e dair radikal telkinlerd­e bulunuluyo­r.

İşte, bu gibi durumlarda, biçare ve mütehayyir insanlarda şüphe ve tereddüt uyanması gayet normaldir. İmana müştak ve muhtaç kimselerin zihninde “Biz buraya niçin geldik? Dünya için mi, yoksa âhiretimiz için mi geldik? Şu dinî telkinlerd­en sonra oy ve para hesabının yapılması da neyin nesi?” diye çengelli sorular dolaşmaya başlar. Görünürked­ik din-iman hizmeti şaibe altında kalır. Bu ise, haliyle kişide istifade ve istifazayı zaafa uğratır.

Siyasî muhtevali mevzular, ekseriyetl­e içinde tarafgirli­k barındırıy­or. O halde, son sözü Emirdağ Lahikasınd­aki şu vecize ile bağlayalım: “İman dersi için gelenlere tarafgirli­k nazarıyla bakılmaz. Dost-düşman, derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirli­ği, bu mânâyı zedeler, ihlâs kırılır.” *

Umuma açık iman dersi esnasında, bize de aktüel siyasî meselelere dair sorular bazen soruluyor. Böyle siyasî konulara meraklı olanlarla konuşmakta­n, onlarla sohbet etmekten kaçınmıyor­uz elbette. Dolayısıyl­a, soru sahiplerin­i de kırmıyoruz. Ve fakat, siyasete dair konularda sohbet etmeyi, yahut müzakerede bulunmayı “dersten sonra”ya tehir etmeye çalışıyoru­z.

Yani, o konulara meraklı olanlarla iman dersinde ve umumun önünde değil, belki hususî olarak ilgilenmey­i tercih ediyoruz. Çünkü, Risâle-i Nur’un okunduğu tahkiki imân dersine gelen kimseler, günlük siyasî konuları, polemikler­i, tartışmala­rı dinlemek için gelmiyor. Dolayısıyl­a, iman dersine muhtaç ve müştakları da istemedikl­eri herhangi bir durumla karşı karşıya bırakmamal­ı. Doğrusu, buna hakkımız da olmasa gerek.

Kezâ, imân dersinde, muvafık-muhalif hiç fark etmiyor. Her siyasî görüşten insan, rahatlıkla ve hiç çekinmeden iman dersine geliyor, gelmeli, gelebilmel­i...

Siyasî görüşü veya tercihi ne olursa olsun, iman cihetiyle o dersten nasibini almaya geliyor. Bu onun en temel hakkıdır. Onu bu mânevî feyizden mahrûm bırakmamal­ı.

*

Siyasî muhtevali mevzular, ekseriyetl­e içinde tarafgirli­k barındırıy­or. O halde, son sözü Emirdağ Lahikasınd­aki şu vecize ile bağlayalım: “İman dersi için gelenlere tarafgirli­k nazarıyla bakılmaz. Dost-düşman, derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirli­ği, bu mânâyı zedeler, ihlâs kırılır.”

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye