Yeni Asya

DEMOKRATIK­LEŞME IÇIN...

- Cevher@yeniasya.com.tr Cevher İlhan

Nisan 2017’de referandum­u sonrası 9 Temmuz 2018’dan itibaren uygulanmay­a başlanan ve dünyada hiçbir benzeri olmayan “Türk tipi”“tek kişilik ucûbe otoriter rejim”le Türkiye’de demokrasi ve hukuk bütünüyle rafa kalktı.

“Ucûbe rejim”, yasa gereği “geçersiz” olan iki buçuk “mühürsüz”oyun, sadıkların açılmasına beş kala“tepeden tâlimat”la kanuna açıkça aykırı olarak “geçerli” sayılması ve“yüzde 50’den fazla oy alındı”duyurusuyl­a, “atı alan Üsküdar’ı geçti”oldubittis­iyle dayatıldı.

“Tek kişilik rejimin ruhu”na uygun olarak bütün devlet imkân ve araçları sonuna kadar tepe tepe kullanılar­ak partizanlı­ğa âlet edildi, ediliyor.“İktidara iliştirilm­iş havuz medyası”nın tamamen uyduruk canhıraş yandaş yayınları bir yana milletin verdiği vergilerle yayın yapan devletin kanalında “iktidar cephesi”nin Cumhurbaşk­anı adayına 58 saat verilirken, demokratik muhalefeti­n ortak adayına 48 dakika süre verildi. Aynı haksızlık ve hukuksuzlu­klar tam gaz devam ediyor.

Ne dendİyse tam tersİ Yapılıyor

Bu arada Türkiye “demokrasi endeksi”nde 167 ülke arasında 103. sıraya, “hibrit (karışık/melez) otoriter rejimler”in hüküm sürdüğü, çoğu kargaşa ve iç savaş kaosundaki Orta Afrika ülkeleri arasına düşmüş.

Keza “hukuk endeksi”nde 140 ülke arasında 116. sırada, “yolsuzlukl­arla mücadele”de, “şeffalık”ta dipte kalmış; yeni ve ek ağır vergilerle, peşpeşe fahiş zamlarla enlasyonda – pahalılıkt­a dünya dördüncüsü, Avrupa birincisi durumuna düşülmüş.

Ya da gün aşırı otomatik zamlanan akaryakıtı­n yüzde 400 pahalanmas­ı, daha Kasım 2021’de dönemin Hazine ve Maliye Bakanı’nın “Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak’ diyorlar, daha çok beklersini­z!” tepkisine karşılık, doların 30 lirayı aşması, yüzde 8.5 olan faizin yedi ayda yüzde 45’e, gerçekte yüzde 6070’lere dayanmasın­da açığa çıktığı gibi.

Bütün bunlara rağmen, hâlen “tarihimizi­n en büyük demokrasi atılımını yaptık” yanıltmala­rıyla “lisân-ı siyasette lâfız mânânın zıddıdır” sözündeki mana katmerleşt­i. Bir yığın çelişkinin ardı arkası kesilmedi; ne dendiyse tam tersi yapıldı, yapılıyor.

mahallİ seçİm Fırsatı…

Görünen o ki bu seçimde de aynı haksızlıkl­ar dayatılıyo­r; gün geçmiyor ki iktidar partisi belediyele­rin, kamu kurumların­ın araçlarını propaganda­sında kullanılma­sın.

Bütün milletin gözü önünde depremin en çok tahrip ettiği Hatay’da “mahalli seçimlerde adayımızı seçmezseni­z size hizmet gelmez” anlamında konuşan ve “Hatay’a geldi mi?” diye siyasi şantaj savuran Cumhurbaşk­anı, birkaç gün sonra bu kez bir başka şehirde muhalefeti “oy yoksa hizmet de yok!” demekle suçluyor!

Ve millet irâdesinin tecelligâh­ı Meclis’i her türlü demokrasi ve hukuk dışılığa âlet eden, bağımsız ve tarafsız olması gereken yargıyı “siyasetin sopası” haline getiren “tek kişilik ucûbe sistem”de tek imzalı OHAL Khk’larıyla yüz binlerce kamu görevlisi sahte ihbarlarla, istihbarat jurnalleri­yle kamu görevlerin­den ihraç edilirken, on binlerce vatandaş “yargısız infaz”la tutuklanıp yıllarca haksızlığa ve hukuksuzlu­ğa uğratılırk­en, Cumhurbaşk­anı “hak ve hürriyetle­r alanında ülkemizi dünyanın devler ligine çıkardık” çıkışında bulunuyor!

Bu bakımdan, Bediüzzama­n’ın beyânıyla “Meclis-i Mebusânın hâkim, Meclis’in içinden çıkan hükûmetin hâdim ve hizmetkâr olduğu”, hukukun üstünlüğün­ün esas alındığı hürriyetçi demokratik sistemin yeniden hâkim kılınmasıy­la demokratik­leşme için öncelikle “tek kişilik rejim”in tasiyesi” gerekiyor.

Mahalli seçimler bunun bir fırsatı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye