AKŞEMSEDDIN

Asıl adı Muhammed Bin Hamza olarak bilinen Akşemseddin Hazretleri, simasının beyaz ve elbiseleri de genelde beyaz giyimli olduğu için, kendisine “Akşemseddin” denmiştir…

1330 yılında Şam’da dünyaya gelmiş, neseben Hazreti Ebubekir’e (ra) bağlanmaktadır. Bir müddet Çorum İskilip ilçesin’de eğitim görmüş, daha sonra Ankara’da bulunan Hacı Bayram-ı Veli’de kemalini bularak yüksek bir mevki kazanmış, 1460 yılında Bolu Göynük’te vefat etmiştir…

Fatih Sultan Mehmed’in hocalığını yapmış ve İstanbul’un fethinde bulunmuştur.

Çok önceden İstanbul’un fethi için gelen ordu arasında bulunan Eyüb’ül Ensari (ra) hazretleri savaşta şehit olmuştu. Velayet makamı büyük olan Akşemseddin Hazretleri, fetihden sonra onun kabrini velayetiyle bulmuştu.

Fetihten sonra buraya cami ve türbe inşa ettiren Fatih Sultan Mehmet, bu semtin rağbet görmesine vesile olmuştur. Kıyamete kadar da bu makamını devam ettirecektir inşallah..

Fatih Sultan Mehmed’in hocasına karşı büyük bir sevgisi, hürmeti ve muhabbeti vardı… 1453’te İstanbul muhasara altına alındığında Akşemseddin Hazretleri de orada idi.

Günler geçiyor fetih bir türlü gerçekleşmiyordu… Fatih, bütün savaş şartları ve askerleriyle hücum ettikleri halde netice alınamayınca, Akşemseddin hazretlerine sorar:

“Şeyhim, zafer neden müyesser olmaz?”

Akşemseddin hazretleri kendisinden bir gün müsaade ister. O gece murakebeye dalan Akşemseddin hazretleri; fetihten önce haliç taraflarına yerleşen ve atılan topları kerametiyle haliç sularına atan veliyi keşfeder. “Cibali Baba” namındaki bu veli, “gavurcuklarım ölmesin” diye fethin gecikmesine sebep oluyordu.

Akşemseddin hazretleri o gece sabaha kadar büyük bir niyazda bulunur ve “Ya Rabbi! Hazreti Peygamberin (asm) müjdesine nail olmak için bu ordu buradadır. Bu meczubun canını al” diye dua eder. Bu mübarek velinin niyazları kabul olur ve Cibali Baba o gece vefat eder.

Huzura gelen Akşemseddin hazretleri durumu sultana anlatır ve daha sonra fetih Osmanlı ordusuna nasip olur…