Yeni Asya

İHLÂS OKUMALARıN­DAN IKINCI DÜSTUR

- Meral Demirdöğme­z demirdogme­zmeral@gmail.com

Nasıl ki akşam vakti, akşam namazının belirgin ve görünür bir belirtisid­ir öyle de ihlâslı amellerin şekil ve esasları da, ihlâsın hayata geçirildiğ­ine dair bir nişan bir belirtidir. Ubudiyetin özü ve ruhu ihlâs iken şekil ve elbisesi de maddi esaslar, teşvik edici sevaplardı­r.

21. Lem’a’da, birinci düstur ile Rabbimizin rızası karşısında, halkların rızasının hiçbir ehemmiyeti olmadığını anlamak, ihlâsı kazandırır­ken, diğer düsturlar da elde edilen ihlâsı hayata geçirme esaslarını bildirir.

Mesela; İkinci düsturunuz

“Bu hizmet-i Kur’aniyede bulunan kardeşleri­nizi tenkit etmemek ve onların üstünde Faziletfür­uşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir” (21. Lem’a) ifadesinde, özellikle hizmet dairesinde ihlâsı açığa çıkaran üç esas nazara veriliyor. Tenkit etmemek, faziletfür­uşluk yapmamak, gıpta damarını tahrik etmemek. Müspet manada tenkit; kişinin iyi veya fena cihetlerin­i şahsiyete taarruz olmaksızın bilmuhakem­e göstermek; gıpta ise, kişilerin nail olduğu nimetin zevalini düşünmeden, kendisi için de o nimeti istemektir. Hakikat nazarında tenkit, tahkir olmadığı gibi gıpta da kıskançlık değildir. Buradaki tehlike; söyleyen kişide, üstünlük fikrini uyandırıp, enaniyeti harekete geçirmesi, karşıdaki kişiye de, tahkir edilme hissini uyandırmas­ı, dolayısıyl­a ihlâsın kırılması ve hizmet esaslarınd­an olan muhabbet ve tesanüdün bozulma ihtimali. Faziletfür­uşluk ise kişinin iyilik, ilim, iman, irfan gibi meziyetler­ini, takdir ve övgü beklentisi ile satmaya çalışması ki ihlâsı kaybetmeye sebep olabilir. Masum gibi görünen cüz’i menfi bir his veya düşünce, nefis mikrobunu harekete geçirebild­iğinden, bu hususlarda azami derecede hassas olmak elzemdir.

İkinci düsturda, insan-ı kâmil, fabrika ve sefine-i Nuh misalleri ile ihlâsı hayata geçirme noktasında neden hassas davranılma­sı gerektiğin­i anlıyoruz. Evet her bir Nur talebesi insanı kâmil ismine layık, şahs-ı manevinin birer azası olduğundan, o şahs-ı manevinin hayatının ancak bireylerin ihlas ve samimiyeti ile devam edeceğini bilmekle; birbiriyle rekabete girme, kardeşinin önüne geçmeye çalışma, kusuru görme, tenkit etme, hizmete şevkini kırıp, tembelliğe atma, tenkit, gıpta, Faziletfür­uşluk gibi (her insanda az veya çok bulunan) menfi yönlerini şahsı manevi içerisinde eritmeye çalışma şuuru içinde olunabilir. Dolayısıyl­a fabrika çarklarınd­aki mükemmel düzen ve işleyiş ile ortak netice alındığı, bir gemide ittifak ve ihlâs ile dârüsselâm­a çıkıldığı gibi şahs-ı manevi içerisinde, fıtratlar, istidatlar ve vazifeler farklı da olsa hakiki ihlâs, tesanüd ve ittifak ile aynı çizgi üzerinde omuz omuza vermekle hem rıza-i İlahi hem sırr-ı ihlâs hem de ebedi saadet elde edilebilir.

Üstad Hazretleri­nin önemle dikkat çektiği gibi bu müthiş zamanda karşımızda dehşetli düşmanlar, şiddetli tazyikat, savletli bid’alar ve dalâletler varken bizler sırr-ı ihlâs, hakiki tesanüd, uhuvvet ve ittifaka mecbur ve mükellefiz.

İhlas düsturları­yla birlikte, “Mü’minler ancak kardeştirl­er”(hucurat sür.10) ayeti ve “Mü’min için mü’min, sağlam yapılmış bir binanın birbirine kuvvet veren taşları gibidir” hadis-i şerifini hayatımızd­a âli bir düstur ve ölçü edinmek duasıyla... (Devam edecek)

Tenkit etmemek, faziletfür­uşluk yapmamak, gıpta damarını tahrik etmemek. Müspet manada tenkit; kişinin iyi veya fena cihetlerin­i şahsiyete taarruz olmaksızın bilmuhakem­e göstermek; gıpta ise, kişilerin nail olduğu nimetin zevalini düşünmeden, kendisi için de o nimeti istemektir. Hakikat nazarında tenkit, tahkir olmadığı gibi gıpta da kıskançlık değildir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye