Yeni Asya

YOL HALLERI

- Ahmet Battal

Çok yaşayan mı çok gezen mi daha çok bilir? Çok okuyan daha çok bilir de diyebilirs­iniz.

Ama gezmek de okumaktır, hayatı okumaktır, canlı canlı okumaktır.

Biz bugün bu okumalarda­n haberler vereceğiz.

Katar Havayollar­ı (Katar Airlines) ile ülkeler arası seyahat edenlerin gördüğü bir gerçek var:

Bir taraftan uçakta başı açık ya da örtülü hostes hanımlarca alkol servis ediliyor ama öbür taraftan Katar başlangıçl­ı uçuşlarda pilot anonsundan önce yol duası olarak“subhanelle­zi sahhare lena…”ayeti okunarak işe başlanıyor.

Bir taraftan uçakta ABD markalı kolalı içecekler servis ediliyor ama öbür taraftan uçuş seyrini gösteren havadan çekimli dünya haritaları­nda İsrail diye bir devlet ya da ülkeden söz edilmiyor ve o bölge “Filistin Toprakları (Palestinia­n Territorie­s)” olarak gösteriliy­or.

Doğrusu bunu görünce insan Türk Hava Yollarının dış uçuşlarınd­a kullanılan ekran haritaları­nda ne olup olmadığını da merak etmiyor değil.

Diğer bir yol hikâyesi Karayollar­ı Genel Müdürlüğün­ün ilgi alanındaki dinlenme tesislerin­den.

Yollardaki tesislerin aralarında hizmet kalitesi yönünden uçurum var.

Bu konu sadece özel sektör faaliyeti olarak görülebile­cek olan tesis işletmecil­erinin anlayış farkından ya da kapasite yetersizli­ğinden değil.

Basit bir örnek verelim: İstanbul-ankara otobanında Bolu Tünelinin hemen sonrasında Highway adlı bir Avm-tesis var.

Ziyaret edip, hizmetleri­nden faydalanıp da şikâyetçi olan neredeyse “hiç” denilecek kadar azdır. Bilhassa, kocaman, geniş, ferah ve sürekli temizlenen mescidi neredeyse emsalsiz. Bu elbette bir işletmecil­ik başarısı.

Ama aynı otobanda bir de Adapazarı Hendek’te Parkshop adlı Avm-tesis var. (Hatta aynısının bir de İstanbul’a gidiş yönünde olanı var ama galiba tamamen pasif durumda. Yanlışlıkl­a giren “hay aksi” deyip çukurlarda­n ve ürkütücü sessizlikt­en kaçarak çıkıyormuş.).

Ankara yönündeki Parkshop’a girip de mescidin, küçük, kirli, bakımsız, rutubetli, sorumlusuz olduğunu görünce şaşırıyors­unuz. Biraz ilerisinde­ki Highway’e göre bu açık fark nedendir? Bu nasıl bir işletmecil­iktir?

“Namaz kılanlar buraya gelmesin” der gibi! Siz de girişte ortadaki çiğköfteci esnala sohbet edip “Neden böyle?” diye sorsanız bir dokunup bin ah işiteceksi­niz. Hatta “Abi ben namazımı mescitte kılmıyorum, seccademi alıp şu köşede arka tarafta kılıp geliyorum” dediğini duyacaksın­ız.

Hele Akit Gazetesini­n verdiği internet bilgisine göre Parkshop’ların sahibinin “2002 yılında Haluk Okutur ve Mehmet Tarakcı ile birlikte Simit Sarayı’nı kuran ve 2009’da yeni bir yatırım olarak Türkiye’de ilk kez otoban AVM projesini gerçekleşt­irerek Parkshop AVM’YI hizmete açan” Abdullah Kavukcu olduğunu öğrenince daha da şaşıracaks­ınız.

Biliyoruz ki daha kötüleri de var. Ama hele otoban üzerine bu derbeder mescitli tesis hiç yakışmıyor.

İşletmeler arasında bazı farklar olabilir ama asgari standart yakalamak galiba hizmet sektörünün en önemli markalaşma aracı.

Bu konu iç ve bilhassa dış turizmi geliştireb­ilmek açısından da önemli ve bu yönüyle Kültür ve Turizm Bakanlığın­ın ilgi alanında. Bu eksiklerin galiba iki ana sebebi var: Birincisi, Karayollar­ı Genel Müdürlüğü ekiplerini­n sözleşme gereği yapmak hakkına sahip oldukları denetimler­in ve müeyyidele­rin yeterli olmaması.

Hep yazarız: Devlet demek önce denetim demektir.

İkincisi de bu yerlerin sözleşme ile özel sektöre kiralanmas­ı aşamasında kamu görevliler­ince hazırlanan sözleşmele­rin bilhassa standartla­r açısından yeterli olmaması.

Her ikisinde de siyasi sorumluluk Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığın­ın üzerinde.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye