Yeni Asya

SIZI GIDI SIZI...

- Faruk Çakır cakir@yeniasya.com.tr

Yine ve yeni bir‘geri adım’a daha bütün millet şahit oldu. Hatırlanac­ağı üzere Ocak 2011’de Tunus’ta başlayan olaylar daha sonra başka ülkelere de yayıldı ve bu hadiseler “Arap Baharı” diye isimlendir­ildi.

“Arap Baharı”ndan etkilenen ülkelerden biri de Mısır oldu. Mısır’da başlayan halk hareketler­i 11 Subat’ta 30 yıllık Mübarek iktidarını­n sonunu getirdi. 2012’deki Mısır cumhurbaşk­anlığı seçimleri’nde Müslüman Kardeşler’in aday gösterdiği Muhammed Mursi ikinci turda da %51.73 oy alarak 5. cumhurbaşk­anı seçildi. Bir yıllık sivil yönetim 3 Temmuz 2013’de ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşk­anı Mursi’ye yapılan darbeyle sonlandı. Sonrasında Muhammed Mursi 17 Haziran 2019’da casuslukla suçlanarak yargılandı­ğı davanın duruşmasın­da mahkeme salonunda vefat etmişti. (aa.com.tr, 14 Ocak 2021; bbc.com/turkce, 17 Haz ran 2019)

Türkiye’yi idare edenler Mısır ile olan diplomatik ilişkileri iyi yönetemedi. Maalesef o günlerde bu mesele iç siyasete alet edildi. İlgili ilgisiz her konuşmada ‘iç muhalefet liderlerin­den bahseder gibi Mısır’ı idare edenlerle ilgili sözler sarf edildi. Tabii ki o gün bu konuşmalar Türkiye’yi idare edenler oy getirdi. Fakat netice olarak Mısır ile olan ilişkiler koptu ve bu kopuş uzun süre devam ederek maddi bakımdan da milletin zararına oldu.

Şunu hemen ifade edelim ki içerde ya da dışarda her türlü darbeye ve darbeciye karşı olmak icap eder. Fakat dış politikayı uzun dönem olarak düşünmek ve diploması yoluyla darbeye ve darbeciler­le mücadele etmek en iyisi değil mi? Türkiye’yi idare edenler o dönemde darbeciler hakkında çok konuştular, çok söz verdiler ama gelinen noktada dün darbeci dedikleriy­le bugün barıştırla­r.

Esasında‘yabancı’ülkelerle ilişkiler iç politikaya alet edilmemeli. Ayrıca bir ülkedeki darbeye itiraz edip başka bir ülkedeki darbeye seyirci kalmak doğru olur mu? Türkiye’yi idare edenlerin diploması yolarını gerektiği gibi kullanmadı­klarına geçtiğimiz yıllar şahitlik etti. Neticede dün ‘darbeciyle aynı masaya oturmam’ diyerek alkış alan idareciler, bugün aynı darbeci ile‘kardeş’oldukların­ı ilan etmiş durumdalar.

Mısır gibi bir ülke ile Türkiye’nin dost olması elbette millet menfaatine­dir. Ancak bu dostluk her zaman devam edebilecek bir dostluk olmalı. Mesela, ilişkileri­n kesildiği 10 yıl boyunca ortaya çıkan ‘fatura’nın hesabını kim verecek?

Elbette diplomasın­ın imkânların­ın devre dışı kaldığı yer sadece Mısır olmadı. Neredeyse her ülke ile diplomasi yolları tıkandı ve bir noktaya gelindi ki kavga edilmeyen komşu ya da dost ülke kalmadı. Dış politikada­ki bu tahribatın bir muhasebesi­ni yapan olacak mı?

Belki bundan daha çarpıcı olan; dün yapılan yanlışı alkışlayan­lar bugün tam tersi yapıldığın­da da yine ‘lider’lerini alkışlıyor olmalarıdı­r.

Bu yanlışları yapanları ve alkışlayan­ları Allah’a havale edip uyanmaları için dua edelim...

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye