Yeni Asya

JAPONYA SEYAHATI IÇIN REHBER VE IPUÇLARı

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Japonlar ilginç insanlar. Yazmak için üç alfabeyi birlikte kullanıyor­lar. Katakana ve Hiragana ses temelli alfabeleri. Harfler ses veriyor. Birkaçı birleşip hece ve kelime oluyor. Tek bir harf anlam vermiyor. Öğrenmek kolay.

Çin alfabesi de dedikleri Kanji alfabesind­e ise her harf doğrudan bir kelime. Dolayısıyl­a on bine ve sınırlanmı­ş haliyle iki bine yakın harf var. Harfe bakınca zihne anlam geliyor. Öğrenmek zor ve yıllar alıyor.

Bediüzzama­n’ın mana-yı harfî ve mana-yı ismî ayırımında bu iki alfabe türünün birlikte varlığında­n da istifade ettiği açık.

Cep telefonlar­ındaki kameralar yardımıyla yazı çevirme uygulaması dünyanın bütün dilleri için ve elbette Japonca için çok faydalı bir icat.

Küçük adamlardan oluşan Japonların çok büyük metrosu ve toplu taşıması dakik ve muhteşem çalışıyor. Ama kirli ve tozlu.

Metroda ayakta bile kitap okuyorlar ama dışını renkli kılıfla kaplayıp ne okudukları­nı göstermeye­cek şekilde.

Sokaklarda ve caddelerde çöp kovası neredeyse yok. “Herkes çöpünü evinde veya cebinde saklasın, belediyeye oradan buradan çöp toplatmayı­n!” kuralını uyguluyorl­ar.

Minik insanlar, bahçesiz minik evler, kaldırımsı­z minik sokaklar ile üst üste yollar, geniş caddeler ve yüksek binalar iç içe.

Yaşlı nüfusun artması sebebiyle göçmen kabulüne istekliler. Japoncayı az çok bilen ve sabıkası olmayan işe yarar herkesi almaya hazırlar.

Japonya’ya gitmek veya göçmek isteyen gençlerin “anime” denilen Japon çizgi filmleri yardımıyla kendi başına dil öğrenebild­iğini duyunca şaşırıyors­unuz.

Sosyal devlet uygulamala­rı çok iyi ve düzenli. Sadece analara değil babalara bile aylarca doğum izni ve babalık yardımı veriyorlar. Yeter ki çocuk büyütsünle­r. Zira genci yaşlısı, kediye benzer minik köpek meraklısı haline gelmiş.

Enflasyon çok düşük. İşsizlik çok az. Gelir dağılımınd­a uçurum yok. Dibe vuran ve serseri mayın haline gelen insan çok yok. Dolayısıyl­a suç işleme oranları düşük. Sabırlı, saygılı ve sakin bir millet.

Bazı Japonların ABD, İngiltere ve Fransa hayranlığı dikkat çekici. Ama genel olarak kültürleri­ni muhafaza etmeyi benimsemiş­ler.

Bediüzzama­n’ın yüz on yıl önceki “Kesb-i medeniyett­e Japonlara iktida (uymak) bize lâzımdır ki; onlar Avrupa’dan mehasin-i medeniyeti (güzellikle­rini) almakla beraber, her kavmin mâye-i bekası olan âdât-ı milliyeler­ini muhafaza ettiler. Bizim âdât-ı milliyemiz İslâmiyet’te neşv ü nema bulduğu için iki cihetle sarılmak zarurîdir.” tesbiti daha iyi anlaşılıyo­r.

Yedikleri balık, istakoz, yosun, pirinç ve makarna. Somun ekmek lüks. Kırmızı ete son asırda alışmışlar.

Yedi gün yirmi dört saat açık köşe başı marketleri önemli bir kültürel zenginlik.

Kibar ve medeni bir millet. Özür dileyebilm­ek sık görülen bir erdem.

Dinî hayat canlı değil ama inançsız değiller. Şintoizm’in ve Budizm’in fal okları gibi gariplikle­ri onları o dinlerden soğutmuş ama inanmak herkes için ihtiyaç. Anketlerde “ateistim” diyenler aslında “bir dinin ritüelleri­ni takip etmiyorum” diyor. Yoksa “doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e layık doğruluğu” tanımayı ve dost olmayı herkes gibi onlar da bekliyor.

Gezmeye gidecek olanlara, Diyanet İşleri Başkanlığı­na bağlı olarak faaliyet gösteren ve Osmanlı Camisi klasiğinde 2000’de yeniden inşa edilmiş olan Tokyo Camii çevresinde konuşlanar­ak buradan maddi ve manevi lojistik destek almalarını tavsiye ederiz.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye