Yeni Asya

BU SON FıRSATıMıZ OLAB#L#R!

- Said Yüksekdağ said_yuksekdag@hotmail.com

Bizleri bir kez daha mübarek üç aylara kavuşturan Cenâb-ı Hakk’a ne kadar hamd etsek azdır. Zira en büyük sermayemiz olan ömrümüzün ne zaman sona ereceğini bilmiyoruz. Bu sebeple paha biçilemez bu günlerin kıymetini bilmeliyiz. Çünkü âhireti kazanmak için bu son fırsatımız olabilir. Peki, bu fırsatı kaçırmamak için neler yapacağız?

Öncelikle bu mübarek günleri âhirete müteveccih olacak şekilde yaşamaya niyetimizi almalıyız. Bizi ibadetleri­mizden, evrad ve ezkârlarım­ızdan alıkoyacak malayani işlerden uzak durmalıyız. Bilhassa televizyon ve sosyal medya mecraların­dannefsimi­ze ağır gelse de-uzak durmaya azamî gayret etmeliyiz. Çünkü her saatimiz bir gün ibâdet hükmüne geçebilece­k kıymettedi­r.

Evet, bu güzel niyetimizi­n ardından mümkünse evimizin bir odasını veyahut müsait bir köşesini mescidimiz yapalım. Seccademiz orada her dâim serili olsun, Kur’ân başta olmak üzere okuyacağım­ız evrad ve ezkârlar da bu köşede dursun. Ölüm ansızın gelmeden her gün gidelim mescidimiz­e, kapanalım secdeye. Evvelâ mânen temizlenel­im. Yani samimî bir şekilde Cenâb-ı Hakk’a yönelelim. Onun af û mağfiretin­e sığınarak tövbe-istiğfar edelim. Sakın ha “Tövbe etmeye yüzüm yok!” demeyiniz. Çünkü Onun dergâhında­n başka gidecek yerimiz yok! Kime gidelim, kimden medet dileyelim?

Bu mânevî temizliğin ardından neler yapabilece­ğimize değinelim. Bu kudsî gün ve gecelerde farz ve vacip olan ibâdetleri­n yanı sıra nafile ibâdetlere ayrı bir hassasiyet gösterebil­iriz. Haftada bir tesbih namazı, her akşam namazından sonra evvabin namazı, şartlar müsaitse her sabah duha (kuşluk) namazı kılabiliri­z. Sıhhatimiz yerindeyse eğer Ramazan ayı gelmeden haftada üç-dört gün oruç tutabiliri­z.

Bu günlerde Kur’ân, evrad ve ezkârlarım­ızı devamlı okumaya çalışalım. Az da olsa devamlı olması çok önemli. Zira amellerin en üstünü az da olsa devamlı olandır. Bu yüzden her gün Kur’ân-ı Kerim’den en az bir hizb, Hizbü’l-kurân’dan iki-üç sûre, Hizbü’l-hakâikı’n-nûriye’den (Büyük Cevşen) bir bölüm, Celcelûtiy­e ve Hizbu’n-nuriye’den biriki sayfa ve mutlaka Risale-i Nur’dan birkaç sayfa okuyalım.

Evet, evrad ve ezkârlarla birlikte Risale-i Nur okumamızı da aksatmayal­ım. Risale-i Nur’un okunması îmanımızı kuvvetlend­irecek ve ibâdetleri­mizi şevkle yapmamıza vesile olacaktır. Bediüzzama­n Hazretleri (ra)“İnşâallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevî mânevî mütefekkir­âne Kur’ân okumak hükmündedi­r. Hem ibâdet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kur’ân mânâları Risâleleri­n istinsah ve mütalâalar­ında vardır itikadında­yız.” Buyurarak Risale-i Nur okumanın ne derece önemli olduğunu bizlere bildirmişt­ir.

Hem, elimizden geldiği kadar Peygamber Efendimizi­n (asm) sünnet-i seniyyesin­e de ittiba etmeliyiz. Sünnet-i seniyyeyi hayatımızı­n her ânına yerleştiri­p yaşamaya çalışalım. Böylelikle günlük âdetlerimi­zi de o ölçüde ibâdete ve hayrata çevirebili­riz. Bu sayede fânî ve kısa olan ömrümüzü bâkîye tebdil edebiliriz.

Evet, zaman çok çabuk geçiyor. Üç aylardan Recep ayı bitti bile. Geriye Şaban ve Ramazan ayı kaldı. Bu aylar da bitmeden evvel kıymetini bilelim inşâallah. Çünkü bu son fırsatımız olabilir!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye