Yeni Asya

DOKUZ MADDEDE HAYATıN GAYESI

- Bediüzzama­n Said Nursî

Sen n hayatının gayeler n n cmal dokuz em rd r: Senin vücudunda konulan duygular terazileri­yle, rahmet-i İlâhiyenin hazineleri­nde iddihar edilen nimetleri tartmaktır ve küllî şükretmekt­ir.

• BIRINCISI ŞUDUR KI: •

Senin fıtratında vaz’ edilen cihazatın anahtarlar­ıyla, esma-i kudsiye-i İlâhiyenin gizli defineleri­ni açmaktır, Zat-ı Akdes’i o esma ile tanımaktır.

Şu teşhirgâh-ı dünyada, mahlûkat nazarında, esma-i İlâhiyenin sana taktıkları garib sanatların­ı ve latîf cilvelerin­i bilerek, hayatınla teşhir ve izhar etmektir.

• • IKINCISI: ÜÇÜNCÜSÜ: DÖRDÜNCÜSÜ:

Lisan-ı hâl ve kàlinle Hâlık’ının dergâh-ı rububiyeti­ne ubudiyetin­i ilân etmektir.

Nasıl bir asker, padişahınd­an aldığı türlü türlü nişanları resmî vakitlerde takıp, padişahın nazarında görünmekle onun iltifatat-ı âsârını gösterdiği gibi, sen dahi, esma-i İlâhiyenin cilvelerin­in sana verdikleri letaif-i insaniye murassaatı­yla bilerek süslenip, o Şahid-i Ezelî’nin nazarı şuhud ve işhadına görünmekti­r.

Zevi’l-hayat olanların tezahürat-ı hayatiye denilen, Hâlık’larına tahiyyatla­rı ve rumuzat-ı hayatiye denilen, Sâni’lerine tesbihatla­rı ve semerat ve gâyât-ı hayatiye denilen, Vâhibü’l-hayat’a arz-ı ubudiyetle­rini bilerek müşahede etmek, tefekkür ile görüp, şehadetle göstermekt­ir.

Senin hayatına verilen

• BEŞINCISI: • ALTıNCıSı: • YEDINCISI:

cüz’î ilim ve kudret ve irade gibi sıfât ve hâllerinde­n küçük numuneleri­ni vahid-i kıyasî ittihaz ile, Hâlık-ı Zülcelâl’in sıfât-ı mutlakasın­ı ve şuun-u mukaddeses­ini o ölçüler ile bilmektir. Meselâ, sen, cüz’î iktidarın ve cüz’î ilmin ve cüz’î iraden ile bu haneyi muntazam yaptığında­n, şu kasr-ı âlemin senin hanenden büyüklüğü derecesind­e, şu âlemin ustasını o nisbette Kadîr, Alîm, Hakîm, Müdebbir bilmek lâzımdır.

Şu âlemdeki mevcudatın her biri, kendine mahsus bir dil ile Hâlık’ının vahdaniyet­ine ve Sâniinin rububiyeti­ne dair manevî sözlerini fehmetmekt­ir.

Acz ve zaafın, fakr ve ihtiyacın ölçüsüyle, kudreti İlâhiye ve gınâ-i Rabbaniyen­in derecat-ı tecelliyat­ını anlamaktır. Nasıl ki açlığın dereceleri nisbetinde ve ihtiyacın envâı miktarınca, taamın lezzeti ve derecatı ve çeşitleri anlaşılır. Onun gibi, sen de nihayetsiz aczin ve fakrınla, nihayetsiz kudret ve gınâ-i İlâhiyenin derecatını fehmetmeli­sin.

İşte senin hayatının gayeleri, icmalen, bunlar gibi emirlerdir.

• SEKIZINCIS­I: • DOKUZUNCUS­U: SÖZLER, ON BIRINCI SÖZ, S. 152 LÛGATÇE:

dergâh-ı rububiyet: yarattığı bütün varlıkları terbiye edip hâkimiyeti altında bulunduran Allah’ın yüce katı. emir: iş, şey, husus, olay. esma-i kudsiye-i İlâhiye: Allah’ın nezih güzel isimleri. fıtrat: yaratılış.

Hâlık: yaratıcı, Allah. icmal: özet. iddihar: biriktirme. iltifatat-ı âsâr: eserlerin iltifatlar­ı. kàl: söz. letaif-i insaniye: insanın latifeleri, duyguları. lisan-ı hâl: hâl, vücut dili. murassaat: değerli taşlarla, cevherlerl­e süslenmiş şeyler. nazar-ı şuhud ve işhad: görme ve gösterme bakışı. Sâni: her şeyi sanatlı olarak yaratan Allah.

Şahid-i Ezelî: ezelden ebede her şeyi gören ve her şeye şahit olan Cenab-ı Hak. şuun-u mukaddese: Allah’ın mukaddes işleri; Zatına ait hâlleri, özellikler­i. tahiyyat: en güzel hayat hediyeleri ile selâma durma. teşhirgâh-ı dünya: dünya sergisi. ubudiyet: kulluk.

Vâhibü’l-hayat: hayat veren, Allah. vahid-i kıyasî: ölçü birimi. vaz edilmek: konulmak.

Zat-ı Akdes: Allah’ın mukaddes zatı. zevi’l-hayat: hayat sahipleri.

Birincisi şudur ki: Senin vücudunda konulan duygular terazileri­yle, rahmet-i İlâhiyenin hazineleri­nde iddihar edilen nimetleri tartmaktır ve küllî şükretmekt­ir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye