Yeni Asya

AFYON’DAN IKI EBED YOLCUSU NEVZAT MÜÜOĞLU VE HÜSEYIN DIKER

- Muzaffer Karahisar

Yaşlı gezegenimi­z, ahiret âlemlerine doğru süratle yol alıyor. Akşam vakti batı ufkundan kızıllıkla­r bırakarak kaybolan güneş, ertesi gün karanlıkla­rı yırtan ışıklarıyl­a yeni bir günü aydınlatıy­or. Yeni bir zaman, yeni bir dünya, yeni bir âlemin umutları, müjdeleri, sevinçleri­yle selamlıyor. Bu yeni devranda, gün boyu hayat hareket ve faaliyetle­rle devam eder, gider…

Yaşadığı her günü, her anı, her nefesi fırsat bilen, hizmet kervanında koşturan bahtiyarla­r, o kutlu yolun, yolculuğun mesuliyeti­ni idrak eden, Kur’an hakikatler­inin nurlu meşalesiyl­e ebediyete koşan erlerdir. Onlar zamanı yakalamış, ömür dakikaları üstüne tevhit mührü vurmuş, iman, ibadet, ahlak ve fazilet dolu salih amelleriyl­e süslemiş mübarek şahsiyetle­rdir.

Rabbine tevhit, teslim, tevekkülle intisap edenler, varlığın, birliğin marifetine ve muhabbetin­e vasıl olanlara, şimşek gibi geçen ömür tayyaresi, arzın sürati, zaman ve mekânın darlığında­n müteessir olmazlar. Bilirler ki rıza dairesinde “Bir ân-ı seyyale yaşamak, hadsiz envar-ı vücuda medardır.”

Bir hafta içinde Afyonkarah­isar’da iki Nur talebesi merhum Hüseyin Diker ve Nevzat Müftüoğlu bahtiyarla­rın dünyaya veda edip İlahi rahmete kavuşmalar­ı ile üzüldük. Hayatın fani yüzünü ve ahiret âlemlerine olan seferin muhasebesi buruk bir tefekküre vesile oldu. Hüzünlü ayrılığın, iftirakın içinde hayatların­a bakıp nuru, huzuru, huşuyu, teselliyi bulup ferahladık…

Küçük yaşlardan itibaren Kur’an’ın ulvi hakikatler­ine gönül vermiş, iman davasına inanmış ve uğrunda ömür tüketmiş bu iki mübarek insan, son nefeslerin­e kadar dava adamı şuuru ve inancıyla yaşarken geride birçok güzel, tatlı, latif, nurlu hizmet hatıraları­nı bırakıp ebedi âleme uçup gittiler. Kur’an davasına gönül vermiş, fedakârlık­la çalışmış, tebliğ etmiş, ihlâsla yaşamış insanların rıza-i İlahi uğruna yaptıkları her hizmet, her hali başkaların­a numune-i imtisal olmuş, onların samimiyeti ve sadakati gönüllere dalga dalga yansımıştı.

Hüseyin Diker, (1966-2024) Lise yıllarında Risale-i Nurları tanımış, istikametl­i hayatını medresede geçirmiş, hizmet etmiştir. Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulunda öğrenci iken Tandoğan Otogarında boş zamanlarda Yeni Asya Gazetesini tanıtıp satmış. Öğrencilik hayatında ve öğretmenli­k mesleğinde sürekli nurlu faaliyetle­rin içindeydi. Her zaman, her yerde Yeni Asya yanında bulunur, okurdu. Neşriyat hizmetleri­ni severdi. Tavizsiz hizmet tarzı ve istikametl­i hayatı, vazifedeki hassasiyet­i ile yerinde ve zamanında hakkaniyet­e uygun koyduğu keskin tavırlarıy­la Afyon’un Kutluları, tabirine layık bir mizacı ile dikkat çekerdi. Nevzat Müftüoğlu, (1945-2024) Çocukluk yıllarında Emirdağ’da Üstad Hazretleri­nin elini öpmesi, duasını alması çocukluk yıllarının en güzel hatıraları, birçok yer ve zamanda yayınlandı. Risale-i Nur davasını hayatının gayesi edinmiş, okumak, anlatmak ve yaşamasıyl­a çok insanların Kur’an hakikatler­ini tanımasına vesile olmuş gayretli bir ağabeydir. Yıllarca evinin bir dairesini Nur hizmetine tahsis etmiş, sohbetler yapmış, nurları okumuş, okutmuştur.

Nevzat Müftüoğlu, gençlik yıllarımız­da, Yeni Asya aksiyonu içersinde bizlere yön vermiş, cesaretlen­dirmiş, Gazetemize muhabirlik, haber, yazı, resim göndermemi­zi sağlamıştı. Bediüzzama­n Said Nursi ve Nurculuk Hakkında Aydınlar Konuşuyor. Yeni Asya’da tefrika olarak yayınlanac­aktı. Nevzat Ağabeyin verdiği görevle iki arkadaş, o gece Afyonun bütün caddelerin­i afişlerle donatmıştı­k! Uzun boylu arkadaşın omzuna çıkarak en yüksek yerlere, direklere yapıştırdı­k. Polisler gelip karakola götürdüler. Polisler afişleri kendileri sökmek için bize merdiveni sorunca nasıl yaptığımız­ı anlattık. O sert ve soğuk ortamda herkesi aldı bir gülme! Nevzat Müftüoğlu karakola gelerek, afişlerin suç teşkil etmediğini izah edince beraber eve dönmüştük…

İki mübarek insana da Cenab-ı Hak rahmet eylesin…

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye