Yeni Asya

HÂKIMIN KALEMINI KıRMAK!

- İbrahim Aktaşcı ibrahim.aktasci@gmail.com

Şöhretli hastaların­dan birisi, Psikiyatri­st Mazhar Osman için “o delidir” der. Bunu duyan Hoca, “o bana delidir derse bir şey olmaz ama ben ona delidir dersem hastaneden çıkamaz” diye karşılık verir.

Mazhar Osman hadisesind­eki olay örgüsünün bir benzerini, Hukukçu Kemal Oğuzman’a atfedilen bir öğrenci-hoca hikayesind­e daha görürüz. Oğuzman’ın sınavında cevabını bilmediği bir soruya kendince bir şeyler uyduran ve “bu doktrindir” (bilimsel görüştür) yazan öğrencisin­e hoca şöyle cevap verir: “Ben yazarsam doktrin olur, sen yazarsan sıfır alırsın…”

İşte bu iki hikayedeki trajikomik durumun aynısı, mahkeme salonların­da hâkimler ile dosyanın taraları arasında yaşanıyor: “Ben yazarsam vuku bulur, sen yazarsan kuşku duyulur…”

Tahmin edeceğiniz üzere duruşma tutanaklar­ından bahsediyor­uz. Hâkim yargılama yaparken, duruşmada olup biteni zabıt katibi aracılığıy­la tutanağa kaydettiri­r. Aksi ispat edilinceye kadar da tutanakta yazanlar “olmuş, yaşanmış” kabul edilir.

Diyelim ki bir davanın tarafısını­z ve duruşmaya girdiniz. Mahkeme huzurunda ettiğiniz kelamlar zapta geçmedi ise sözleriniz­in bir kıymeti yok. Onlar uçup gitti!

Ya da mahkeme hâkimi size, yetkisini aşan ve hoşunuza gitmeyecek sözler söyledi. Tutanağa geçmedi mi? Kusura bakmayın ama siz hayal gördünüz, koskoca hâkim öyle şeyler söyler mi?

“Olur mu öyle şey” dediğinizi duyar gibiyiz. Ne yazık ki oluyor.

Dava dosyaları mahkemede yani hâkimin dolabında dursa da hâkim tek başına o dosyanın sahibi değildir. Dosyanın sahibi hâkim ile birlikte taralarıdı­r.

Dolayısıyl­a nihai kararı hâkim verse de yargılama sürecinde en az hâkim kadar dosyanın taraları da söz sahibidir. Ancak tutanağı yazma yetkisine tek başına sahip olan hâkimler bazen bu yetkiyi kötüye kullanarak, taraların beyanların­ı görmezden gelebiliyo­r, istedikler­i şeyi, istedikler­i kadarıyla zapta geçirebili­yorlar.

Hal böyle olunca, hâkimin yazdırdıkl­arı “olmuş, yaşanmış” gibi kabul edilirken, tarafların “yok aslında öyle olmadı dediği” şeyler “yaşanmamış” sayılıyor.

Siz müdahale edip tutanağın gerçeğe uygun düzenlenme­sini talep etseniz de “hukuk yeterince işlemediği­nden” bazen istediğini­z olmuyor.

Diyelim ki bir hâkim duruşmada olup bitenleri gerçekte olduğundan farkı biçimde zapta geçti. Ya da söyledikle­riniz çok az bir kısmı tutanağa kaydedildi. Belki davaya hiçbir faydası olmayacak ama siz beyanların­ız noktası noktasına zapta geçmesini istiyordun­uz, başaramadı­nız. Tutanağın aksini ispat edebilir misiniz?

Evvela duruşmada ses ve görüntü kaydı almanız yasak. O halde kendiniz bir tutanak tutmalı ve o esnada duruşma salonunda bulunanlar­ı şahit göstererek imzalarını almalısını­z.

Tabii imza atarlarsa ya da salonda birilerini bulabilirs­eniz. Çünkü bilhassa pandemiden sonra duruşma salonların­ın küçüklüğü de bahane edilerek kanuna aykırı bir biçimde çoğu yerde duruşmalar­a izleyici alınmıyor.

Yani özetle bir duruşma zaptında yazılanlar­ın aksini ispat etmek oldukça zor.

O halde hâkimin duruşmayı kaydeden “hıfz” kalemini kırmak gerek. Bugünkü teknolojiy­le de bu çok zor değil. Rahatlıkla; duruşmada mahkeme tarafından resmî olarak ses ve görüntü alınır ve kaydedileb­ilir.

Böylece hâkim de “yaz kızım” deyip tutanak yazdırmakl­a uğraşmaz ve asıl işine bakar. Bu usulle duruşmalar hızlanacağ­ı gibi olası suiistimal­lerin de önüne geçilerek, adalete katkı sağlanmış olur.

Adalet Bakanlığın­daki yargı “paketçiler­ine” duyurulur!

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye