55 yıldır yeni!
ZHASAN ŞAHİN aman, fizikteki temel büyüklüklerden biri. Bir çok rasyonel deneyde, kıymetli bir indikatör. Hız ve süratle doğrudan ilişkili…
Hatta Einstein, belki de bu popülerliğini ‘zamana’ borçlu. İzafiyet formülünde zaman birimi yok ama kendisi, ‘uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklaması’ ile meşhur.
Popüler bilim, şu an ‘kuantum ile izafiyeti’ birleştirme gayretinde. En büyük ile en küçüğü tek kefeye koyma, birinden diğerine yol alma…
Her zaman iki iyiden birini seçmemiz mi gerekir? Tercih edemediğiniz seçenek, hep aklında kalanlardan mısınız? Ya da tercih ettiği şıkka hep pişman olan kişi siz misiniz? Ben öyleyim… Neden ‘İkisini de!’ diyemiyorum?
Bu ikilemi ‘ne için, ne zaman ve nerede’ yaşadığımız önemli. Küçükken ‘‘Anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun?’’ cümlesiyle başlayan furya, lisede ‘Sayısal mı sözel mi?’ ile devam ediyor. Bazen ikilem, ortamına ve zamanına göre şekil değiştiriyor: ‘’Demokrat mısın cumhuriyetçi mi, sağcı mısın solcu mu?’’soruları oluyor. Bir ara da‘müslüman ve laik’hadisesi vardı hatırlarsanız…
Velhasıl, bu ikilemler üzerime üzerime gelirken, olmazsa olmaz, ‘din ve dünya’ dilemması ile göz göze geldim. Fazladan bir tane dahi düşünce yükü kaldıracak tâkatim olmasa da aklıma gelen darmadağın çağrışımlara pek engel olamadım.
Dinimiz için dünyayı terk mi edelim yoksa bugün, artık eski temiz günler gibi değil miydi?
Müslüman saf mı olmalıydı, kandırılmaya müsait miydi? Teknolojiyle, bilimle, sanatla arası nasıldı? Eğlenmeyi felan bilir miydi? Millenyumda çıkan gür bir ses, şimdiye kadar enerjisini kaybetmeyerek kafamın içinde ulaşıp yankılandı: ‘’İnsanca, Müslümanca ve hür yaşamak istiyoruz!’’
Hmm… Şimdi işler biraz değişti. İki şeyden birini tercih etmek durumunda kalmıyorum, bu sefer üçünü birden seçiyorum.
Hayat kanunları buna müsaade eder mi? ‘Hayat kanunları’ neyi kapsar ki? O zaman tabiatıma dönerim, fıtratımı dinlerim, vicdanıma kulak veririm. Bakın, yine üçünü birden seçtik!
Zıtların içtiması elbette muhal. Sizin daha ziyade malumunuz; ‘zilletle izzet, hukukla ûkuk ve hidayet ve dalalet’ birleşmez, aynı anda elde edilemez. Birinden biri; bazı şeylerin ortası olmaz,
Cebrail, şeytanla barışmaz…
Ama bazen, ikilemlerdeki iki şıkka da göz kırpmak lazım olsa gerek. Eğer durum buysa, mesele zaten ikilem değildir, ikisi de bizimdir. ‘’Mevcuda iktifâ, dûn-himmetliktir. ’’
Bugün madde âlemi, fevkalade bir yükselişteyken maneviyat âlemlerinin ondan geri kalmaması gerekir.‘’vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. ’’
55 senedir; her gün, bir ses, bu çağrıyı yapıyor. Kanatların ikisi için uğraşıyor. Hakkın küçüğüne büyüğüne bakmıyor. Belki de bundan hem küçük hem de büyük takipçilerin ilgisini topluyor.
Ahiretimizi de dünyamızı da kurtarmak çaresi yok mu? Bu sorunun bir ikilem mi? Sonuçta ‘’Biz dini severiz. dünyayı da yine din için severiz. 3 ’’
Tabii dünyayı kazanmak davası, bu ekol adına ‘para ve şöhretle’ ölçülmediği gibi ahireti kazanmak davası da ‘Cennet’le’ ölçülmese gerek.
Bu kalem susmamalı!