Bir gencin hissettikleri
YYUSUF KEREM AKÇA
eni Asya gazetemizin 55. yılına girmiş bulunuyoruz. Benim geçmişin tahlilini yapacak kadar büyük bir yaşım ve tecrübem yok, ama bu zorlu, istikametli, muhteşem geçmişin 20 yılına şahit oldum. Bunun için bu tarihî yolculuğun tamamına bizzat şahit olan dedemi de yanıma alarak duygularımı paylaşmak istiyorum.
Muhterem dedem, Risale-i Nur’u Yeni Asya cemaati ile tanımış ve ben ise bu geçmişin içinden gelmiş birisinin gölgesinde büyümenin mutluluğu içerisindeyim.
Dedemin, cemaatimizin ve gazetemizin günümüze kadar olan durumundan yer yer bahsetmesi ve Yeni Asya gazetesini—çizgisinden ve misyonundan hiç şaşmamış bir şekilde gazetemizi—kendi malı gibi kabul etmesinden gidilen bu güzel yolun ne kadar ehemmiyetli olduğunu daha iyi anlıyorum.
Dedem her gün gelen gazeteyi eline alır, baştan son sayfasına kadar her satırı bir bir , bazen de sesli okuyarak bizim de istifade etmemizi sağlardı. O günler benim hayatımda önemli bir yer tutmaktadır. Ben de şimdilik onlardan uzakta, ama cemaatin ve gazetemin dairesinde aynı minvalde yürüyorum, yürümeye çalışıyorum inşallah.
Benim gözümde Yeni Asya gazetesi, evimize her gün gelen bir allame gibi günlük haberleri demokratik bir tavırla anlatan, kâh gerçekleri korkusuzca haykıran kâh imanımızı kuvvetlendiren manevî bir zât olmuştur.
Yeni Asya gazetemizdeki yazarların da Üstadımızın tabiriyle bir vücudun azaları olmuş, böyle ihlaslı, manevî anlamda büyük bir vücudu daha kimse selb edememiş ve edemeyecek de.
Ayrıca misyonundan, istikametinden, ihlasından hiç ödün vermemiş tek gazete oluşu da beni çok etkilemiştir.
Özellikle gazetemizin nadide bölümlerden birisi de ‘lahika’ sayfası… Sanki her gün Üstadım Bediüzzaman Said Nursî benimle konuşuyormuş gibi, bu coşkulu duyguyu her gazeteyi elime aldığımda hissediyorum.
Ben de Yeni Asya Fidanlık ekimizin “sağlık” sayfasında da nacizane yazılarımı yazmaya çalışıyorum; yararlı, bilgilendirici oluyordur inşallah.
Daha yazılacak çok şey var…
Son olarak şunu diyebilirim ki Yeni Asya cemaatinin genç bir üyesi olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Büyüklerime; sizlerin bizim için, iman için, İslam için gösterdiğiniz çabayı bu meşakkatli yolda ayak izlerinizi takip edeceğime başta Üstadımıza, Zübeyir ve Kutlular ağabeylerimize söz veriyorum. Mekânları cennet, ruhları şâd olsun. Nice 55 yıllara inşallah!
Muhabbetle, Fidanlık’la kalın…