Risale-i NUR şahs-ı manevî merkezli hizmeti esas alır
Böyle BIR dönemde hukuku savunabilmek çok değerli
Hukukun önemine dikkat çeken Altan, “Hukuk ortadan kaybolduğu vakit, bizim burada bulunmamızın ahengini, huzurunu sağlayan şey hukuktur, hukuk kaybolduğu vakit birisi sana suç olmayan ceza kanununda yazmayan bir şeyden suç ürettiği vakit, alıp götürdüğü vakit, hukuk bir şey yapmadığı vakit yapılacak edilecek söylenecek hiçbir şey yok. Bu zamanda buna sahip çıkan bir irade de yok. O yüzden benim için değerlidir, bu kadar rantın çıkarın yolsuzluğun olduğu, hukukun olmadığı bir dönemde bir şeyin peşinden koşmak. Tabii ondan da değerlisi sanattır. Bu dönemi bu kadar yoğun bir albüm üstünden İsmail Bey’in değerlendirmesi ve önemli bir eseri ortaya çıkarması belki de bir amortidir” ifadelerini kullandı.
Programın devamında Özdemir çizdiği hira nur Dağı ile başlayan resimlerini tek tek göstererek Bediüzzaman said nursî hazretlerinin hayatını anlattı. Programın sonunda şahs-ı manevînin önemine dikkat çeken Özdemir,“risale-i nur’un genelinde şahıs merkezli hizmet anlayışları değil şahs-ı manevî merkezli bir yapılanma ve hizmet anlayışı esas alınır. Kastamonu lahikası’nda“zaman cemaat zamanıdır ehemmiyet ve kıymet şahs-ı manevîye göre olur. Maddî, ferdî ve fanî şahsın mahiyeti nazara alınmamalı”ve ‘Şahıs dahi de olsa cemaat olarak saldıran ehl-i dalalete karşı mağluptur’ hükmünü koymuştur. tarih boyunca temel olarak iki meslek süregelmiştir. Bunlardan biri şahıs merkezli, ferde bağlı mesleklerdir. Diğeri ise merkezinde şahıs olmayan kararların meşveretle alındığı şahs-ı manevîye dayanan cemaatî mesleklerdir. işarat’ül i’caz’da sırat’ül müstakim ashabının özelliklerinin anlatıldığı bahiste ve onların mesleklerinde butlan olmadığına işarettir. onların mesleklerinin yanlış yalan olmadığına işarettir” ifadelerini kullandı. seminer sonunda Özdemir okuyucularına albümü imzaladı.