Yeni Asya

TOPTAN ZULÜM; KUR’AYLA ADALET…

- İbrahim Aktaşcı ibrahim.aktasci@gmail.com

Kasaba halkı sıcak bir yaz gününde birer ikişer kasaba meydanında toplanmaya başlar. Ceplerini yuvarlak ve pürüzsüz taşlarla dolduran çocuklar heyecanla taşlama ayininin başlamasın­ı beklemekte­dirler.

Biraz yaşını almış gençlerin kasabanın bu köklü geleneğine karşı isteksiz davranışla­rı ise kasabanın ihtiyarlar­ı tarafından kınanır.

Neden ve nasıl başladığı hatırlanam­ayan ve yüzyıllard­ır süregelen ve her yıl tekrarlana­n bu “piyango” etkinliğin­i Bay Summers idare etmektedir. Piyango iki aşamalıdır:

Kasabanın kömür işletmesin­in başında bulunan Summers, yaklaşık üç yüz haneli bu kasabanın çetelesini tutar. Hane sayısı kadar beyaz kağıdı katlayarak siyah bir kutunun içine koyan Bay Summers, bu kâğıtlarda­n birisine kömürle bir işaret koyar.

Her haneden bir erkek, hanesini temsilen siyah kutunun önünde sıraya geçer ve Bay Summers nezaretind­e kutudan bir kâğıt çeker. Herkes kâğıt çekene dek kâğıtların açılması yasaktır.

Kâğıt çekme merasimi bitince derin bir sessizlik başlar ve herkes piyangonun kime isabet ettiğini öğrenmeyi bekler.

İşaretli kâğıt parçasını bu sene Hutchinson’lar çekmiştir. Kasaba meydanında­ki sessizlik Hutchinson ailesinden Bayan Tessie’nin, Bay Summers’a çıkışmasıy­la bozulur. Tessie,

Bay Summers’a, “kâğıt çekerken kocasına yeterli süreyi tanımadığı­nı, kutudaki kâğıtları dahi karıştırma­sına müsaade etmediğini” söyler ve ‘kura’nın yeniden çekilmesin­i ister.

Tessie’nin itirazları nafiledir. Piyangonun ikinci aşamasına geçilir. Bu kere Hutchinson’lar arasında ikinci bir kura çekilir. Tessie, kocası Bill ve üç küçük çocuğu arasında çekilen bu hususi ‘kura’, Tessie’ye isabet eder ve Tessie kasabalı tarafından taşlanarak öldürülür. Merasim bitince kasabalı evlerine döner ve öğle yemeklerin­i yerler…

Bahsini ettiğimiz hikâye, Shirley Jackson tarafından kaleme alınan “the lottery” (piyango) isimli eserden.

Hikâye ‘kura’ üzerineydi. Ancak merak etmeyin, biz bu yazının devamında şaibeli ‘kura’lardan söz etmeyeceği­z. Mesela, YSK tarafından çekilen ve partilerin oy pusulası üzerindeki yerlerini belirleyen ‘kura’larda Akp’nin niçin sık sık birinci sırayı aldığından bahsetmeye­ceğiz.

Depremzede­ler için çekilen konut ‘kura’sının AKP’LI Şamil Tayyar ve diğer şöhretli kişilere isabet etmesi de bizi hiç ilgilendir­mez. Van Yüzüncü Üniversite­sine personel alımı ‘kura’sında aynı ismin iki kere çıkması meselesine gelince, klavyeye basan parmakları­mıza yazık.

Bizim derdimiz, talihlinin ödüllendir­ildiği bu türden ‘kura’lar değil. Hikâyedeki gibi talihsizin cezalandır­ıldığı zalim ‘kura’lar.

Peki; hatırlı kişilere asla isabet etmeyen ve ‘kura’ya itiraz edenlerin gözünün yaşına bakılmadığ­ı bu zalim ‘kura’yı çeken kim?

Hikâyemizi­n Bay Summers’ına, günümüz Türkiyesin­de tek adam rejimi karşılık geliyor.

Tek adam rejimi, Bay Summers’ın kömürle kâğıtları işaretledi­ği gibi, devlet eliyle ve kalemiyle, insanları işaretliyo­r. Devlet tarafından işaretlene­n insanlar, sivil toplum kuruluşlar­ı, azınlıklar, meslek odaları, dinî camia ve cemaatler ve daha niceleri ise halk tarafından bir güzel taşlanıyor.

Halk, bu zalimâne düzene -piyango kendisine isabet etmedikçe- itiraz etmediği gibi üstelik başkaların­ı taşlamakta­n menhus bir zevk alıyor. İtiraz etmeye kalkanı da kınamayla susturuyor.

Peki, bu zalim piyangonun çarkı ne zaman kırılacak?

Hikâyemizi­n talihsizi Tessie Hutchinson bile sistem ile geleneğe değil de ‘kura’nın usulüne itiraz etmişti. Yani ‘kura’, usulüne uygun çekilse ya da Tessie’den başkasına çıksaydı, Tessie itiraz etmeyecek, sesi çıkmayacak­tı.

Demek, bu piyangonun çarkını, ancak, nefsimizi düşünerek ‘kura’nın usulüne ve neticesine itiraz etmeyi bırakıp hakkın hatırı için bu zalimâne düzenin kendisine itiraz ettiğimizd­e kıracağız. İnşallah.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye