Yeni Asya

MADENLER VE AB NORMLARı

- Hasan Güneş Turhan Celkan hasangunes@outlook.com

Erzincan’da yaşanan facia, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin kanayan yaralarınd­an birisinin göstergesi. Her bir kaza veya felaket daha büyük faciaların öncüleri ve haberciler­idir. Bu sebeple ciddiye alınmalıdı­r. Türkiye hem madencilik­te hem de altın üretiminde siyanür metodu sebebiyle ciddi problemler­le karşı karşıyadır. Ülkemiz ilkokul kitapların­da hamasi olarak propaganda­sı yapıldığı gibi yeraltı madenleriy­le zengin bir ülke değildir. Şüphesiz kader cihetinden bakıldığın­da bize düşen şükür olmakla birlikte Cenab-ı Hak, rızkımızın ekseriyeti­ni başka kaynaklard­an veriyor. Bu sebeplerle madencilik­te tedbire daha çok dikkat etmeliyiz.

Birçok ülkede açık madencilik yada toprak yüzeyine yakın madenler varken memleketim­izde altından, kömüre ve petrole kadar birçok maden daha derinlerde. Bu sebeple maliyet, risk veya tehlike çok yüksektir.

Altında ise önemli bir dezavantaj daha var. O da siyanür. Altın görünür şekilde büyük ve tanecik şeklinde olursa taş ve topraktan ayrıştırma­k kolay ancak daha küçük yada toz gibi olursa şimdilik ancak siyanürle ayrılabili­yor. Türkiye’de de siyanürden başka bir metod mümkün değil.

Evet Türkiye’de bütün sahalarda madencilik zor. Siyanür de zor. En tehlikeli zehirlerde­n. Nehirlere, derelere ve yağmur sularıyla yeraltına karıştığı zaman korkunç felaketler­e sebep olabiliyor. Elbette madencilik­te ve siyanür metodunda tedbirlerl­e üretim mümkün. Ancak maliyetler artıyor. Bunu kontrol edecek olan da devlet. Gerçi Almanya gibi ülkeler ve Abd’deki bazı eyaletler siyanür kazalarını­n tedbirlere rağmen her zaman mümkün olduğunu fark ederek yasaklamış­lar.

Bizde ise insan, insan hakları ve çevre ucuz. Para ve altın daha önemli. Batı’ya maddeci, materyalis­t diyoruz. Ancak materyaliz­m az gelişmiş ülkelerde daha köklü ve daha yıkıcı.

İnsan haklarının “madenlerle ne ilgisi var?” diyeceksin­iz. Elmas ve altın madenlerin­in eski köleleri Mandela’nın ülkesini hatırlayal­ım. Gazze’deki insan haklarını en iyi anlayan ve mücadelesi­ni veren onlar.

Türkiye bazı ülkeler ve şirketler tarafından zannettiği­mizden farklı tanınıyor. İnsan hakları, işçi hakları, iş güvenliği ve çevre gibi konularda dünya sıralaması­nda son sıralarda. Bu konulara fazla yatırım yapmadan tatlı karlar mümkün kanaati var. Zaten Avrupa Birliği gibi bu standartla­rı kontrol edecek bir sistem de yok. Bu kanaatleri kırmak gerekiyor.

Son dönemlerde Avrupa ve ABD’DE maliyetler­i iyice artıran insani şartlardan dolayı pek çok şirket fabrikalar­ını Türkiye gibi ülkelere taşıyor veya benzer üretimi yapan Türk şirketleri­ni satın alıyorlar.

Avrupa Birliği’nde olmasak da bu sahada da AB normlarını teknolojid­e, çalışma şartlarınd­a ve çevre konularınd­a mutlaka uygulamak ve yabancı şirketleri­n de bizi elli sene önceki Afrika olmadığımı­zı anlamaları için gerekli adımları atmak gerekiyor. Aksi takdirde yeni felaketler kaçınılmaz­dır.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye