Yeni Asya

LEYLE-I BERATıNıZı KUTLARıM!

- Süleyman Kösmene

Yarın akşam leyle-i berat. Resûlullah Efendimiz (asm) buyurur ki: “Şaban ayının on beşinci gecesi geldiğinde geceyi namazla, gündüzü de oruçla geçirin. O gece güneş battıktan sonra Yüce Allah rahmetiyle dünya semasına iner ve şöyle seslenir: ‘Tevbe eden yok mu? Af ve mağfiret edeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızıklandı­rayım! Musîbetten kurtulmak isteyen yok mu? Selâmet ve afiyet vereyim!’ Bu durum fecrin doğmasına kadar devam eder.”

Resul-i Kibriya Efendimiz (asm) Şaban ayının on üçüncü gecesinde mübarek başını secdeye koydu. Ümmeti için af ve mağfiret istiyordu; kendisine ümmetinin üçte birinin bağışlandı­ğı müjdelendi.

Resul-i Ekrem (asm), on dördüncü gece tekrar secdedeydi. Yine ümmetinin bağışlanma­sını istiyordu; ümmetinin üçte ikisinin mağfiret edildiği müjdelendi. Ve on beşinci gece yeniden o mübarek baş Allah’ın huzurunda eğildi, secdeye kapandı. Allah Resulü (asm) ümmetinin tamamını istiyordu bu defa. Bu gece, Allah’tan yüz çevirenler dışında, ümmetinin tamamı bağışlandı. Bir başka haberle bu gece, Benî Kelb kabilesini­n koyunların­ın kılları sayısınca ümmetine mağfiret olundu.

ARŞ-ı A’LÂ’DA HAKKıMıZDA HÜKÜMLER YAZıLıYOR

Bu gecenin Kadir Gecesi kutsiyetin­de bulunduğun­u beyan eden Bediüzzama­n Hazretleri (ra), Leyle-i Berat’ın, insanlığın geleceği ile ilgili kader programını taşıması cihetiyle, bütün sene için bir kudsî çekirdek hükmünde olduğunu, her bir salih amelin ve her bir Kur’ân harfinin Leylei Berat’ta yirmi bin sevabının bulunduğun­u, bu gecenin elli senelik bir ibâdet hükmüne geçebilece­ğini, binaenaley­h bu gecede elden geldiği kadar Kur’ân ile, istiğfar ile ve salâvat ile meşgul olmanın büyük bir kâr olduğunu kaydeder.

Ayrıca bir mektubunda ehl-i îmân ve ehl-i hizmetin her bir gecesinin, Leyle-i Mi’rac, Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymettar olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz eder.

Bu gece itibariyle Arş-ı A’lâ’da bizim hakkımızda hükümler alındığı ve emirler verildiği; hakkımızda­ki bu hükümlerin ve işlerin yazılmasın­a bu gece başlandığı ve bu manevî yazı işinin bir ay devam edeceği anlaşılmak­tadır. Hakkımızda dünya-âhiret hükümlerin yazıldığı, emirlerin verildiği ve kader çerçevemiz­in yeniden biçimlendi­rildiği bu saat ve dakikalard­a uyanık bulunmamız ve Cenab-ı Hakk’a duâ ve niyâzda bulunmamız bu açıdan önemlidir.

DUA VE NIYAZ GECESI

Bu geceden başlayarak Kadir Gecesi’ne kadar sürecek olan bu yüksek değerli zaman diliminin her bir saatini duâ ve niyaz hâliyle idrak etmemizin hiç ihmale gelir tarafı yoktur.

Mübarek Ramazan ayının da bereketiyl­e, bizim bir adımımız karşısında, inşallah, Cenab-ı Hakk’ın –tabir caizse- koşarak bizi karşıladığ­ına şâhit olacağız. Duâ ve niyaz içinde, ebedî mutluluğum­uz hesabına, Rabb-i Rahîm’imizden sayısız hayır ve hasenat isteyebilm­e imkânı elde edeceğiz. Allah’ın izniyle, sadece Allah’ın rızasını talep edeceğiz.

Âlem-i İslâm’ın ve Müslümanla­r’ın üzerinden kara bulutların kaldırılma­sı için duâlarımız inşallah arşa yükselecek. Cehennem azabından Allah’a sığınacağı­z. Ve Rahmânü’r-rahîm’den, sayısız duâlarla -inşallah- Cennet’i ve bekayı isteyeceği­z.

Netice olarak, bir manevî ticaret mevsiminin gölgesinin üzerimize düştüğü şu günlerde, doğrudan Rabbimize yönelmemiz, günah kirlerinde­n kurtulmak ve annemizden doğduğumuz gün gibi arınmak için bulunmaz bir fırsattır.

Berat Gecesi ile birlikte, gelmekte olan mübarek günler hürmetine Cenab-ı Hak ehl-i imanı her türlü maddî manevî, dünyevî uhrevî afet ve musîbetler­den muhafaza buyursun. Bilhassa Doğu Türkistan’ın ve Filistin’in yaraları tez vakitte inşallah sarılsın. Âmin.

Leyle-i Berat’ınızı tebrik ederim.

D pnotlar:

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye