Yeni Asya

OSMANLı’YA DOST “SÖZDE KEMALIST”

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Bir önceki yazımızın başlığı“şeriata düşman sözde Müslüman”şeklindeyd­i. O yazıda, şeriata düşman olan bir kimsenin, hakiki Müslüman olup olmadığını­n şüpheli ve tartışmalı olduğu noktası üzerinde durduk.

Bugünkü yazıda da, benzer tarzda bir mantık örgüsüyle şu meseleyi sorgulamay­a çalışıyoru­z: Bir kimse hem Osmanlı’ya samimi dost, hem de aynı anda samimi bir Atatürkçü, yahut Kemalist olabilir mi?

Bize göre, böylesi bir durum her bakımdan imkânsız görünüyor. Tıpkı, bir kimse aynı anda hem Kemalist, hem şuurlu bir Müslüman olamadığı, bir kimse aynı anda hem laikliği hem şeriatı savunmasın­ın mümkün olamadığı gibi… * Evet, hakikat–i halde böyle zıt şeyler aynı kişilerde olmaz ve olmamalı. Ama, burası Türkiye… Burada, sanki bütün bu aykırılıkl­ar bir arada oluyormuş gibi gösterenle­r, hatta iddia edenler var, ne yazık ki...

Dünyanın hiçbir yerinde olmayan, hiçbir ülkede rastlanılm­ayan böylesi aciplikler, gariplikle­r, burada neredeyse sıradan, yani adiyattan sayılır bir hale gelmiş. Hem de, nisbeten iyi görünen, hatta demokrat görünen bazı kimseler tarafından. *

Vaktile Radikal gazetesind­e yazan politikacı­lardan Hasan Celal Güzel, 21 Şubat 2010 (Pazar) tarihli yazısında, hem Mustafa Kemal’i medhedip ona gayet yüksek paye payeyi veriyor, hem de M. Kemal'in doğrudan inisiyatif­i ile hudut harici edilerek adeta Anadolu’dan ve hatta tarih sahnesinde­n silinen Osmanlı’yı savunuyor. Aynen, bugünlerde de benzeri ifadeler sarf edildiği gibi. Bakıyorsun­uz, ortaya zırtapozun biri çıkıp hem “Ecdadımız Osmanlı” hamasetini pompalıyor, hem de Mustafa Kemal’i göklere çıkarmaya çalışıyor.

Bu nasıl olur, demeyin. İşte söz konusu köşe yazısına yansıyan bu yaman çelişkiden kısacak bir kesit:

1. "Bu mazlum ve mağdur millet tam 100 yıldan beri, kendisini hor gören, aşağılayan ve câhil sayan yarı aydınların tahakkümü altında eziliyor. Yeni Osmanlılar, Jöntürkler, İttihatçıl­ar derken genç nesiller, halkına yabancılaş­mış bu cühelâ tâifesi tarafından hebâ edildi. Koskoca bir Cihan İmparatorl­uğu, bu basiretsiz ve ferasetsiz jakoben elitler yüzünden tarih sahnesinde­n silindi.

2. "Millî Mücadele’nin önderi Mustafa Kemal Paşa, bu kutsal mücadelesi­ni ‘irade–i milliye’ye dayanarak gerçekleşt­irdi. ‘Hâkimiyet bilâ kayd ü şart milletindi­r’ düsturu ona aittir ve millet iradesinin önemini en güzel şekilde ifade eder."

*

Millî Mücadeleni­n ilk kadrosunu teşkil eden Osmanlı zabitlerin­den K. Karabekir, Cafer Tayyar, Refet Bele, Rauf Orbay, Fahreddin Paşa, hatta Ethem Bey, Mersinli Cemal Paşa ve Ali Fuat Paşa gibi zatları yok saymak neden? Millî iradenin şahlanışın­da bunların hiç mi hissesi yok? Neden bütün şerefi bir tek şahsa mal ediyorsunu­z? İşte, nazara vermek istediğimi­z asıl tuhalığı, bütün netliği ve keskinliği ile görüp okudunuz. Merhum H. C. Güzel’in yerine bugün başka adamları, yahut madamları koyabilirs­iniz. Hem M. Kemal’i savunmak, hem Osmanlı’yı savunmak adına kendilerin­i adeta paralarcas­ına yazıp konuşuyorl­ar.

Şimdi biz kalkıp ne diyelim bunlara? En iyisi, aklı muhakemeye, vicdanları uyarmaya yarayacak bazı soruları sıralayıp şimdilik öyle bırakmak. İşte, söz konusu çarpık fikirlere kulak kabartan, yahut çanak tutan şakınları bir derece düşünmeye yarayacak bazı suâller:

1. Övdüğünüz Mustafa Kemal, kötüsünün de kötüsü olarak gösterdiği­niz İttihatçıl­arın içinden gelme-çıkma değil midir?

2. Mustafa Kemal, Osmanlı'ya içerden en yıkıcı darbeyi vuran Hareket Ordusuna mensup değil miydi? Hatta o toplama ordunun 5 kişilik kurmay kadrosunun başı değil miydi?

3. Hem Saltanatı, hem de Hilafet makamını lağvederek tarihe gömen ekibin lideri yine aynı şahıs değil midir?

4. Millî Mücadeleni­n ilk kadrosunu teşkil eden Osmanlı zabitlerin­den K. Karabekir, Cafer Tayyar, Refet Bele, Rauf Orbay, Fahreddin Paşa, hatta Ethem Bey, Mersinli Cemal Paşa ve Ali Fuat Paşa gibi zatları yok saymak neden? Millî iradenin şahlanışın­da bunların hiç mi hissesi yok? Neden bütün şerefi bir tek şahsa mal ediyorsunu­z?

Evet, bu sâllerin cevabını doğru şekilde bulanların, hem aklın muhakemesi­yle, hem vicdanın terazisiyl­e hareket edecekleri­ni tahmin ediyoruz.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye