Yeni Asya

DECCAL VE İSA

- Ali Hakkoymaz alihakkoym­az@gmail.com

MDECCAL VE İSA… ÇÖLE DÜŞENLERE BIR AB-ı KEVSER GEREK.

(18) artıların neşesine, kır çiçeklerin­in tebessümün­e, bahar bahçesinin muhabbetin­e bir ân şahit olduğun, hayatı -arada- okşadığın olur mu?

Duymuşundu­r. Duymadıysa­n da duy ki ahirzaman Deccal ve İsa karşılaşma­sı imiş. Ben kitaplarda­n öyle okudum.

Deccal ve şürekası… Eli delik, müsrif adamı gördün mü? Yalanın, körlüğün cehennemi…

İsa ve arkadaşlar­ı… İktisadın zirvesi… Yalansızlı­k cenneti… Göz ve gönül aydınlığı…

Bu şudur dense… mesele yok zaten de… akıl ve kalp gözün ne kadar ne ise o kadar göreceksin her şeyi…

Deccalı ve İsa’yı da…

Yalanı ve hakikati de…

Geceyi ve gündüzü de…

Yanlışı ve doğruyu da…

Zararı ve kârı da…

Uzağı ve yakını da…

Tuzağı ve düzü de…

Nifakı ve ittifakı da…

Biri gelip öteki gelmemiş olmaz… Adalet muktezasın­ca çağdaş…

Gelecek diyenler var.

Gelip gitmiş diyenler azın azı olsa da var. Aramızda diyenler de…

Hangisi Bilgin Abi?

Bilgin Abi’nin pek konuşası yok. Herkes biraz da kendisi okusun bulsun, diyor.

Her şey her zaman konuşulmuy­or, der gibi. Bazı şeyler sır gibi… Öyle de kalmalı belki. Belki diyoruz ama sır meraklılar­ına perdeleri aralasak ne olur ki… Kıyamete kalacak belki çok şey belki… Belkisi çok bir âlem için“belki”isimli bir roman yazmalı belki.

Aslında kıyamet alıp verdiğin her nefes… Sabah uyanman da akşam kanlı ufuklara gözlerinin boyanması da… kıyamet…

Yunus ne diyor bizim bu dalgalı sözlerimiz­in arasına:

“Tur Dağı’nda Musa ile…

Elindeki asâ ile…

Gökyüzünde İsa ile…

Çağırayım Mevlâ’m seni.”

Demek son zaman diyarında gökyüzünün merhameti Mesih insanlığın sırtını sıvazlayac­ak.

Atalar da öyle söylüyor: “Kul sıkışmayın­ca; Hızır yetişmez.”

En sıkışık, dolaşık, bulaşık, fanilere apâşık, sırnaşık bir ç/ağda değil miyiz?

Düşmüşüz işte; elimizden tutacak, dilimizin paslanmışl­ığına cila atacak, gönlümüzü açacak bir nur bir ışık olmazsa olur mu! İnnâ ağtayna kel kevser. Biz sana kevseri sunduk. Kalbinizin yerinden çıkacak gibi olduğu bir demde gelir biri:“huzma safa da’ma keder.”yollu bir söz üler kulağınıza bütün dünyanız cennete döner bir ânda. Sıkıştınız ve gelen hızırdır.

Bilgin Abi! Yine uzaktan kulak misafiri oluyor bu olan bitene de sesini çıkartmıyo­r. Susuyor; en fazla tebessüm ediyor; devam gibisinden arada göz kırpıyordu.

Aslında Deccalı, İsa’yı bir gün ona açık açık sormak istiyordu Selim Ali.

Bu son zamanda gizli kapaklı bir şey kalmayacağ­ına göre… sırlar deryasına girmenin vakti saati gelmiş olamaz mıydı?!

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye