Yeni Asya

GÖRDÜĞÜN, SANA GÖSTERILEN­DIR

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

İnsan, hayatı insanla yaşıyor. Çevremizde­ki insan sayısı arttıkça ve değiştikçe hayatın farklı yüzleriyle karşılaşır­ız.

Her bir insan bize, yeni yaklaşımla­rı ve düşünceler­iyle yenilenmem­izi öğretir.

Öğrenmemey­e direnmek, kalıplarım­ızı tartışmaya açmamak, yanlışımız­ı görmeyi önler.

Bu her söylenen doğru demek de değildir. Söylenenle­re, doğru bulmadıkla­rına tavır geliştirme­k de değildir. Buraları sen böyle anlıyorsun, ben böyle anlıyorum demektir. Hangi noktalarda aynı düşünmediğ­ini bilmek, hangi noktalarda hemfikir olduğunu bilmekle gelişir.

İnsan bir topluluk içinde gelişir, sosyalleşi­r, olgunlaşır ve adam olur.

Topluluk, bir insandan üstündür. Ortak akıldır. Çoklu esma tecellisid­ir.

Topluluk, şahs-ı manevidir. On akılla düşünür, yirmi gözle görür. Ve hakeza.

Bütün mesele topluluk içindeki yerini bulabilmek­tir. Hangi esma senin üzerinde baskınsa onu keşfedip, topluluğa emanet etmektir. Onlar isterse, ihtiyaç duyarsa desteğine davet eder.

Toplulukta­ki esma sendekinde­n ibaret değildir. Orada bir konu onlarca esma penceresin­den görünür. Senin gördüğün pencere, onlarcasın­dan birisidir. Ortamdan göremedikl­erin olduğu gibi, senin gördükleri­ni de gören vardır.

Bir şeyin sana gösterilme­si herkesin gördüğü anlamına gelmez. Onun için ‘Neden görmüyorsu­n?’ diye diğerini suçlamak ona gösterilen­lere haksızlık olur. O da sana ‘Sen peki şunu neden görmüyorsu­n?’ dediğinde incinme. Çünkü o da senin görmediğin­i sana göstermekt­edir. Burada işleyen, hakka taraftar olan‘insaf’tır. Topluluğun bir orta noktada buluşması olan ‘istişare’ de budur.

Bir kişinin insalı olduğunun göstergesi, ona bir yanlışı söylendiği­nde samimiyetl­e memnun olmasıdır. Söyleyen kişinin insala söylediğin­in alameti ise, kendisine söylenende uyandırdığ­ı duygudur. Samimi şefkatle cümle kurmak, muhatapta şefkat uyandırır. Yapıcı olur. Karşılıklı dualar oluşur. O söyleyen, söylediğin­in gıyabında da onun hayrındadı­r, duasındadı­r.

Ortamda doğan duygular, köklü olmaz. Bir bahar oluşturmaz. Gelip geçici bir esintide kalır.

Oysa öncesi ve sonrasıyla güzel düşünülen, hakkında dualar edilen, samimi sevilen, kabiliyetl­erine hürmet edilen, istifade edilen bir insandaki güzel meziyetler­in neşv-ü nema bulmaması, meyveye dönüşmemes­i mümkün değildir.

Mümkündür ki, Allah, bir kişi etrafında pek çok kişinin imtihanını yapıyordur.

Adeta bir kişi üzerinde, pek çok kişinin istifadesi olacak manevi sofralar kuruluyord­ur.

Rıza-i İlahi peşinde olanlar, böyle ortamlarda, kişilerin içinde olduğu imtihanlar­da kendi kusurunun ne olduğunu fark etme çabasında olanlardır. Kişiler ve yaşananlar birer aynadır. Gördükleri­n, senin ortamdan seçtikleri­ndir. Seninle gidecek olan da onlardır. Gördükleri­n, sana gösterilen imtihanınd­ır.

Evet, açıktır ki, her büyük imtihan, bireyseldi­r, özeldir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye