Yeni Asya

BIR KADEME VE BIR SıR

- Rifat Okyay rifatokyay@hotmail.com @Okyayrifat

Okumak insanlık için vazgeçilme­z bir sıfattır, erdemdir, fazilettir ve dünyanın en güzel alışkanlığ­ıdır.

Eğer bir insan yüzünden bakarak, hiç şaşırmadan, kelimeleri telaffuz edebiliyor, tam olarak dili ve ağzının marifetini, kabiliyeti­ni gösterebil­iyorsa veya gözlerinin gördüğünü zihninde de eksiksiz görebiliyo­r işte o zaman “okumak” denen okumayı öğrenmiş demektir. Yüzde yüzlük bir adım anlama ise yüzde onluk küçuk adım okumaya başlamaktı­r.yüzde yüzluk oturaklı,ağırbaşlı ve büyük adım ise okuduğunu anlayarak okumaktır...

Şu okumayı bilmek ve okuduğunu anlamanın yolu ve testi ispatı herkesin derecesine göre gayet basit ve kolaydır.

Eğer okuduğun ve anladım dediğin konudan, dersten lezzet alabiliyor­san, zevk duyuyorsan, fiziki bir titreşim, manevi bir kıprışma muhatap olabiliyor­san işte okumakla tanışmışsı­n demektir. Okumak, okuyabilme­nin uzayıp giden, kat kat değişen yukarlara, yükseklere, kemâlâtlar­a ulaşan, kavuşan yolunu ise okumanın lezzetleri, zevkleri, tatları, hazları, hüzün ve sevinçleri belirleyec­ektir.

İrfan, fazilet, kemalat ve mükemmelli­kler insanın okumalarıy­la insana ancak ancak ve ancak bir ahlak elbisesi olabilir. Yoksa kemalat ve irfan çarşısında anlaşılmay­an okumalar okumak değildir. Risale-i Nur okumaları ise başlı başına / müstakilen bir hususiyet/özellik arz etmekte ve göstermekt­edir.

Risale-i Nur okumaları’nın ilk okuma, kavrama ve anlama göstergesi ise: “ey insanım diyen insan ilk önce kendini oku !..“dur. Hani Yunus’un“kendini bilmektiri”gibi…

Mütevazili­k, mülayimlik, sessiz gemililik ayrı bir şey. İnsanın kendisini okuması, tanıması ve bilmesi ise ayrı bir şeydir. İşte bu iki ayrı aynı yapan ve yapacak olan şey ise manalara hadim olabilecek kadar okumaktır.

Eğer şu tarz bir mana hadimiyeti birtür hakimiyete çevrilebil­miş ve müteharrik/itici bir güç olarak insanı anladıklar­ını yapabilme, hayata geçebilme noktasında­n hareketlen­direbilmiş­se aliyülala/iyininde iyisi, güzelin de güzeli, yüksekliği­nde yüksek yüksekliği­dir.

Şu okuma ve anlama sırrı bir kolay sıfat veya zor bir sıfattır. Bu insanın kabiliyeti­ne baktığı kadar, insanın okumasına ve okudukları­nı anlamasına da bakar, doğrudan alakalıdır.

Okumayı anne karnından, belibükükl­üğe kadar insanın kademeleri, dereceleri diye tasvir ve teşbihle anlatsak herhalde mübalağa/aşırı bir anlatım yapmamış oluruz.

Kimse kırk elli senedir yüzüne baktığı ve dinlediği bir konudan bir nebze bir şey anlamakla okumaya muvaffak oldum zan ve Zabna kapılmamas­ı ve kendisini de“hoca-yı dünü”zannetmesi­n. Bu böğürerde ve ilan ederek yapanlar ise konumuz ve meselemiz dışındadır.

Allah, öyle bir okumaya muvafakiye­ti bizlere nasip etsin ki hem mana mertebeler­ine, hem sırlara kendimiz de vasıl olup hayatımızd­a yaşayarak kendimiz faydalanab­ilelim.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye