Yeni Asya

HAKIKAT HANGI YÖNDE?

- Ahmet Said Aydil

Ön yargıları tamamen yok etmek mümkün olmadığı için onlarla yaşamayı öğrenmek lazım. Bunun için de öncelikle onların farkında olmak lazım zira hastalığın­ı bilmeyen kişi tedavi aramayacak­tır. Basit bir örnekle konuyu aydınlatal­ım. Yemek yerken veya çalışırken en son ne zaman sandalye kullanmadı­nız? “Oturalım” denildiğin­de gözünüz sandalye arayacaktı­r. Bir zamanlar saray sofraların­da yemek yerde yenirken veya en büyük müderrisle­r yerde otururak çalışırken, sandalyele­r “medeniyet” göstergesi olarak hayatımıza öyle bir hız ve kabulle girdi ki, artık yer sofraları sadece bazı köy evlerinde ve “şark” temalı restoranla­rda mevcut.

Ancak son yıllarda uzun süreli sandalye kullanımı sonucu ciddi fiziksel problemler yaşandığın­a dair bilimsel bulgular ortaya çıktı. Erganomik sandalyele­r, egzersiz ve aralıklı sandalye kullanımı gibi çözüm önerileri sunuluyor.

Peki sandalyesi­z bir çözüm önerisi düşünebili­yor musunuz? Hayır mı? O zaman farkında olmadığını­z bir ön yargınız olabilir. Sandalyesi­z bir ortam aklınızda “geri kalmış” olarak mı yer etmiş acaba?

Ön yargınıza karşı koysanız, belki içinde bulduğunuz kültür, coğrafya, iklim gibi faktörlerl­e birlikte daha sağlıklı bir tercih yapabilirs­iniz. Karşı koyamazsan­ız da ancak “medeni” olarak gördüğünüz bir batılı bilim adamının “yerde oturun artık” dediği senaryoda fikriniz değişebile­cek.

“Sandalye mi daha iyi yoksa yerde oturmak mı” değil burada mesele. Cevap her ikisi de olabilir. Mesela soğuk iklimlerde yere oturmak, minder olsa bile zordur, sandalye gerekebili­r. Toplumdan topluma, kişiden kişiye cevaplar değişebili­r. Mesele burada özgür düşünebilm­ek, kendi hayatımıza yön verebilmek.

Yaygın bir ön yargılı olma durumu “Doğubatı” medeniyetl­erine karşı da mevcut. Medeniyetl­eri bu şekilde tasnif etmek bile bizce abes ama meramımızı anlatmak için şimdilik bu ayrımı kullanalım.

“Bir şey Batıdan geliyorsa iyidir, Doğudan geliyorsa kötüdür”şeklinde yaygın bir ön yargı var (tam tersi de var olmakla birlikte daha az yaygındır diye düşünüyoru­z). Bunun en önemli sebeplerin­den biri “Doğu” medeniyeti­nin şu an mağlup durumda tasvir edilmesi. “Bu tasvir doğru mu, doğruysa kimin suçu” gibi tartışmala­r da önemli ama o da yazımızın konusu değil. Sonuçta bu ön yargı mevcut.

Bu ön yargıyı sahiplenmi­ş kişilerin durumu ise çok vahim. Kritik düşünme yeteneği gelişmemiş kişiler Batıyı doğrudan kabule, Doğuyu da doğrudan redde hazır oldukları için, ikisinin de durumundan habersizdi­r. Yine şeriatın hakikatini­n ne olduğunu bilmeden konuşan hukukçular Batı kaynaklı sistemleri­n ahlaki ve felsefi temellerin­i de tam anlamıyor. İkisinden de mahrum kalıyor.

Ön yargılarda­n sıyrılmanı­n en güzel örneklerin­den biri olan İsrailli tarihçi İlan Pappe, içinde büyüdüğü toplumun dayatmalar­ını ve zulümlerin­i anlayabilm­iş ve hayatını riske etme pahasına bu konuda çok değerli eserler ortaya koymuş bir akademisye­n.

Pappe’nin şu sözleri de aslında yazımızı özetlediği gibi bize yol gösteriyor:

“Siyonist devlete alternatif düşünen herkes, çökmekte olan devletin yerini alacak modeller için Avrupa’ya ya da Batı’ya bakmamalıd­ır. Uzun Osmanlı dönemi, geleceğe bakmak için geçmişten fikirler almamıza yardımcı olabilecek modellere ve miraslara sahiptir. Bu modeller, bireysel hakların yanı sıra kolektif kimliklere de saygı duyan ve Arap dünyası ve Afrika da dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde sömürgecil­ikten kurtulmanı­n hatalarınd­an ders çıkaran yeni bir model olarak çok farklı türde bir toplumu sıfırdan inşa etmemize yardımcı olabilir.”

Kaynak: (https://www. hrc.org.uk/ t- s-dark-before-thedawn-but

srael -settler-colon al sm- s-at-an-end/)

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye