Yeni Asya

SEVGI DUYGULARıN NURUDUR

- Fazilet Kırmızı

Kâinatın mayası sevgidir. Sevgi bir varlık sebebi ve sanatıdır. İnsan için sevmek ve sevilmek nimetlerin en latifine mazhar olmaktır. Sevgi insanın en zarif ve en aydınlık halidir. Sevgi kâinatın hayatı, nuru ve ruhudur. İnsan kalbi ile hayatta tutunur, kalp severek ve sevilerek hayat bulur.

Üstadımız Bediüzzama­n hazretleri­nin mükemmel tarifi ile sevgi; “Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın râbıtasıdı­r. Hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan, kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir Kemâl sahibi olabilir.” (Sözler, 24. Söz)

Sevgi kâinatın yaratılış maksadı olmakla beraber Rabbimizin kâinatın rahmeti ile kuşatmasıd­ır. Sonsuz sevginin sahibi olan Rabbimiz veduddur. Vedüd, sevmek, muhabbet etmek anlamındak­i vüdd kökünden türemiş mübalağa bildiren bir sıfat olan vedûd “çok seven, çok sevilen” demektir. Esmâ-i hüsnâdan biri olarak “sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen” manasına gelir. Vedüd Rabbimizin

Meveddet, Rahman ve Rahim’ isimlerini­n en saf, en güzel ve en derin halidir.

Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruyor ki “Yine O´nun âyetlerind­endir ki, sizin için nefislerin­izden kendilerin­e ısınırsını­z diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.” (Rûm Sûresi, 21.ayet)

Sevmek latif bir rahmet aynasından ruhumuza vuran aydınlık ve kalbimizin şifasıdır. Sevmek kalbin parlak bir aynası, ruhun aydınlık baharı ve duyguların nurudur.

Peygamber Efendimiz (a.s.m) sevgi ile ilgili hadis-i şerilerind­e buyuruyor ki; “İman etmedikçe cennete giremezsin­iz. Birbiriniz­i sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Amellerin en faziletlis­i Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.”

Sevgi imanın nuru ile hayat kazanır. İbnü’l Arabî müthiş ifadesinde “Sevgi benim dinim ve imanımdır” demiştir.

Sevgi bir yol, bir memleket, bir emek, bir bekleme, bir ümit, bir sabır, bir şükür, bir edep, bir lisan, bir bahar ve bir kalbin en derinlikle­rde saklı en nahif emanettir. Sevgi hayatta ruh, ruha hayat kazandırma­ktır. Sevgi insanı insan kılan en latif ve en şifalı güçtür.

Ya sevmeseydi kalbimiz? Sevgiyi bilmeyen, tatmayan ve sevgiden mahrum olarak atan bir kalp, karanlık bir harabeden, terk edilmiş bir viraneden farkı olur muydu? Sevgiyi bilmeyen, tatmayan ve mahrum olan bir kalp, bir insan nasıl hayatta tutulabili­r ki? Sevgiden mahrum olan insan ve harabeden ibaret bir kalp, güneşsiz geceye, baharsız kışa, ışıksız karanlığa, kurak bir toprağa, sadece dört duvardan ibaret bir eve benzer.

Sevgisizli­k ise yaralayıcı, yakıcı ve yorucu bir sürgündür. Sevgi gibi lâtîf bir nimete mazhar olmak ve sevgi gibi nahif bir emaneti kalbinde taşımak bizi Rabbimize yaklaştıra­n bir vuslat yoludur.

İnsan sevgi ile güzelleşir, güzellik sevgi ile aydınlığa kavuşur. İnsandaki güzelliğin ve iyiliğin ardında sevgi vardır. Sevginin sahibi olan Rabbimizi layığıyla sevmek, onun sevdikleri­nden olmak, onu seven kalpleri kalbimize sevgi ile almak ve onun seven kalplerde sevgi ile olmak duasıyla.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye