Yeni Asya

“KIM”LIK MESELESI

- Ali Rıza Aydın hocazade68@hotmail.com

Şu toplumda ünvanın var, sanın var; en azından bir sıfatın, adın var. Anasın, babasın; yârsın veya yâransın; kardeşsin, arkadaşsın; amirsin, memursun vesaire… Neticede bir şeysin.

İyi de, neye göre bir şeysin?

Bana göre, ona göre, ötekine göre; yani başkasına göre.

Ama, sen, sana göre kimsin?

Allah teâlâ, dünyaya gönderdiği insana birçok özellik, güzellik vermiş; sıhhat vermiş, ömür vermiş; çeşit çeşit rızıklarla bezemiş.

O ki geldin bu yere, vazifen ne, işin ne? Bütün insanlığın muhatap olduğu “Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” suali, seni şümulüne almıyor, seni düşündürmü­yor mu?

Evet…

Nefsin işine gelmese de, kişi, bazen kendini sigaya çekmeli; sormalı, sorabilmel­i hâlihazır hâlini.

Yalnızken, yapayalnız­ken; bir O, bir de sen olduğunda sen, “sen” oluyorsun ya. İşte tam o sırada, düşünmeli: “Kimim, neyim, neciyim?”

Evvelâ,”nasıl bir kulum” diye sormalı, kendimize.

Din gelir, dindarlık gelir soruların ardından. Acaba, imanım ne mertebede, itikadım ne hâlde? Mesleğime, meşrebime sadâkatim nicedir?

Nasıl dâvâ adamıyım, nasıl bir Nurcuyum ben? Nur-u Kur’an tefsirini kaç kişiyle paylaştım, kaç insana anlattım?

Dahası:

Ailemde ne kadar anayım, babayım, eşim; vâlideynim nezdinde, nasıl bir evlâdım?

Acaba çevrem benden memnun mu? Meselâ konu komşu bana nasıl bi gözle bakıyor? Ve…

Ben, gerçekte nasıl bir insanım?

Fazla mükemmelci olmak ne kadar iyidir bilmem, ama sormak, duymak, düşünmek insana mahsus bir özellik olduğuna göre; tefekkür etmek gerekir ara sıra, eğrileri doğrultabi­lme adına.

Soruları çoğaltmak elbette ki mümkün. Marifet, cevabında!

En zor işlerden biri, yaşaya geldiğin hayatı kaleme almak, kaydetmek.

Kolay mı?

Her şeyi yalın, olduğu gibi, olması gerektiğin­ce yazıp, çizip kaydetmek sıradan şey değil. Bunların tezekkürü de öyle…

Zira soruların cevabı yalan çıkmamak için, yalın çıkmalı kalpten dürüstçe, mertçe…

Kendi kendine de olsa, nefse zor gelir, murakabe edilmek.

Ama edeceksin.

Belki nefis kaçacak, kıvıraçak; ama sen, soracaksın o dehşet gününde, o dehşetli sorular sorulmadan önce…

Seni, “sen” yapan Kudret, senin en ince hâtırat-ı kalbine, en mahfî düşünceler­ine vâkıf. O’ndan gizlenemey­eni, kendinden mi saklayacak­sın?

Aykırılıkl­arını bir bir sayıp dökeceksin, sana. Göğe çıkan gönlünün kanadından tutup, çekeceksin yere; “kül” olma pahasına.

Umulur ki sen, sana döneceksin; “kul” olma sevdâsına.

Ve sen, müzahrefat­tan sıyrılıp, idhâl olacaksan; duaları müstecab olanların duasına…

İnşaallah.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye