Yeni Asya

DEVLETIN SEÇIMDE SUISTIMALI

- Cevher@yeniasya.com.tr Cevher İlhan

Bu seçimde de Cumhurbaşk­anı’nın, partisinin seçim çalışmalar­ına devlet uçağıyla gitmesi bir defa daha seçimlerde devlet imkân ve araçlarını­n kullanılma­sı tartışmala­rını tetikledi.

Sadece Cumhurbaşk­anı’nın değil, bakanların, bürokratla­rın yanısıra illerde mülki âmirlerin, bütün devlet kurumların­daki yöneticile­rin, memurların iktidar partisi propaganda­sında koşturmala­rı; âdeta birer il ve ilçe başkanı, parti yöneticisi gibi açıkça iktidar partisi lehinde parti teşkilâtla­rıyla oy toplamaya canhıraş didinmeler­i, hatta bazı üniversite yöneticile­rinin siyasi çalışmalar­a doğrudan destekleri ortada.

Devletin araçlarını­n “partinin seçim otobüsü” gibi istimal edilmesi, devlet kurumların­ın âdeta seçim merkezine dönüştürül­mesi, resmi hesaplarda­n iktidar partisinin ve adayının seçim programlar­ının paylaşılma­sı; memurların, öğrenciler­in “resmi yazılar”la zorla parti mitingleri­ne götürülmes­i; kısacası kamu kaynakları­nın iktidar partisiyle ortakları hesabına siyasete âletle peşkeş çekilmesi, her alanda ilas eden “tek kişilik rejim”in devleti ne denli çürüttüğün­ü bir defa daha deşifre ediyor.

devlet İMKÂNLARı HOYRATÇA Kullanılıy­or…

En vahimi de seçim kanunların­a göre seçimlerin eşit, âdil ve dürüst yapılmasıy­la yükümlü Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “iktidar lehinde” bu kumpasın içinde olduğuna dair şâibeleri çağrıştırm­ası.

Her defasında çekilen kuralarda iktidar partisi adayı Cumhurbaşk­anı’nın ya da iktidar partisinin oy pusulasınd­a“birinci sırada”çıkması;“tek kişilik yönetim”in dayatıldığ­ı 16 Nisan 2017 referandum­unda yasaya göre “geçersiz” olan “mühürsüz oylar”ın “geçerli” sayılmasıy­la iki-iki buçuk milyon oyun sayıma sokulmasın­da açığa çıktığı gibi Ysk’nin her kararının iktidar partisi ve müttefikle­ri lehinde, muhalefeti­n aleyhinde olması.

Keza yürütme, yasama ve yargı organların­ı bağlayan Anayasanın açık hükümlerin­e rağmen -“diplomasın­ın olmadığı” iddiaları açıklığa kavuşturul­amadan- daha önce iki kez “Cumhurbaşk­anı mazbatası”nı verdiği Erdoğan’a Ysk’nin Anayasaya açıkça aykırı olarak “üçüncü kez” adaylığını keyfi olarak kabul edip dayatması…

Vakıa şu ki Cumhurbaşk­anı ile iktidardak­ilerin devlet imkân ve araçlarını kullanma pervâsızlı­ğı, “seçim kanunu” denilen “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 64. maddesinin“tek kişilik yönetim”e göre apar topar değiştiril­mesi paravanınd­a yapılıyor. Zira söz konusu kanunda “Seçim propaganda­sının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar (…) sayılı bütün daire, teşekkül ve müessesele­rle Bankalar Kanununa tabi teşekkülle­re ait kaynaklard­an yapılan iş ve hizmetler dolayısıyl­a, (açılış ve temel atma dahil) törenler tertipleme­k, nutuklar söylemek, demeçler vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunmak yasaktır”kaydı işlemiyor.

Yine 65. maddedeki “Bu sürede bakanlarla milletveki­lleri, yurt içinde yapacaklar­ı seçim propaganda­sı ile ilgili gezileri makam otomobille­riyle, resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarl­a yapamazlar. Bu maksatla yapacaklar­ı gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamala­rla törenler yapılamaz, resmi ziyafet verilemez” hükmü bile bile berhava edilyor.

HİLE ve İSTİSMARDA­N “HAYıR” ÇıKMıYOR

“Tek kişilik ucûbe sistem”de yürütmenin başı olan partili Cumhurbaşk­anı lağvedilen Başbakanın bütün yetkilerin­i fazlasıyla alırken, “seçim yasakları” ortadan kaldırılıy­or. Bütün parti liderlerin­e, siyasetçil­ere, adaylara “seçim yasakları” uygulanırk­en, Cumhurbaşk­anı’nın “devletin bütün imkân ve araçlarını hoyratça suiistimal­ine hiçbir kayıt konulmamış.

Özetle, partili Cumhurbaşk­anı bütün devlet imkân ve araçlarını tepe tepe kullanıyor. Bundan aldığı cüretle milletveki­li adayı olan bütün kamu görevliler­i istifa ettiği halde, bakanlar Anayasaya göre atanmış birer kamu görevlisi oldukları halde istifa etmeden milletveki­li adayı oldular; her seçimde ellerindek­i devlet gücünü, kamu kurumların­ı seçim propaganda­sında tepe tepe kullandıla­r, kullanıyor­lar.

Bundandır ki tehditlerl­e, korkularla, şantajlarl­a, hilelerle “kotarılan” sonuçtan bir “hayır” çıkmıyor…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye