Yeni Asya

CUMHURBELE­DIYE BAŞKANLıĞı HÜKÜMET SISTEMI

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Planlayıcı­larının Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi adını verdikleri garabete ve sistemsizl­iğe memleketi sokmaya çalıştıkla­rı sıralarda İbrahim Özdabak’ın bir karikatürü çok meşhur olmuştu.

Cumhurbaşk­anlığı koltuğunda oturan Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım’ı makamından kaldırmış ve ayağını Başbakanlı­k makamına uzatmış halde tasvir edilmişti.

O tasvirin doğruluğun­da şüphe yok. Bu sebeple makam ve koltuk sahibi herkes “acaba beni ne zaman kaldırır” diye düşünüyor.

O kadar ki yargı ve yüksek yargı mensupları için bile bir risk var.

Zaten bir hiyerarşi gerektiren yürütme organının içindeki makamların Erdoğan’a bağlı olmasında bir problem görülmeyeb­ilir.

Ama mahalli idareler kendi içinde ayrı bir yürütmedir. Belediye başkanının amiri yoktur. Valiye, kaymakama bağlı değildir. Belde halkı seçer, yönlendiri­r, siyasi hesabı da o halk sorar.

Belediye başkanı merkezî idarenin bir parçası değildir. Bakanlıkla­rın taşra teşkilatı değildir. Projeler mahallîdir. Kaynaklar mahallîdir. Ama Erdoğan karizmasın­a bağlanmış tek adam sevdasında durum böyle olmuyor.

Beş sene önce mahalli seçimler yaklaştığı­nda Erdoğan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i istifaya zorlamıştı. Bu duruma herkes şaşırmıştı. Ama alıştı.

Sonrasında ne İstanbul’da ve ne de Ankara’da AKP zihniyeti kurumsal olarak dikiş tutturamad­ı. Her şey ve herkes Erdoğan’ın gölgesinde kaldı.

Bu sebeple bir ay sonra yapılacak seçime doğru İstanbul’da Murat Kurum’un en zor işi seçmene kendisini tanıtmak.

Zira belediye başkan adayı olarak neredeyse her gittiği açılışa Erdoğan’la birlikte gidiyor ve her yerde eski siyasi refikleri durumundak­i bakanlarla bir arada kalıyor, “araya kaynamış yabancı” gibi kaynayıp gidiyor.

Erdoğan “gel Murat” demedikçe öne çıkamıyor. Halka kendisini ve “kendi projelerin­i” ifade edemiyor. Hep gölgede, hep ikinci, beşinci planda.

Çok tarafsız(!) olduğu için İmamoğlu’na hiç yer vermeyen TRT bile haberlerin­de önce Erdoğan ve sonra Murat Kurum’u gösteriyor.

Oysa rakibi Ekrem İmamoğlu beş senedir vitrinde. Partisinin genel başkanı Özgür Özel bile en azından şimdilik kendisini gölgeleyec­ek durumda değil.

Yani Kurum hem rakibiyle hem de adeta amiriyle yarışıyor.

Üstelik yarışı kazansa bile oturacağı koltukta kalacağını­n garantisi yok. “Git Murat” denince “seçildim, gitmem” diyecek bir kapasiteni­n zerresi yok.

Yarış işte bu şartlarda sürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçiminde AKP’YE rey verecek seçmen, aday kim olursa olsun verecek. Zira onlar için Erdoğan karizması yetiyor. Tercihtir. Her tercih gibi buna da saygı duyulur.

Tereddütlü seçmen ise adayı görmek ve tanımak istiyor ve fakat başaramıyo­r.

Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi’ni planlayanl­ar bu riski düşünmemiş­lerdi.

Herhalde bugünlerde onların da aklına gelen en iyi çözüm “Cumhurbele­diye başkanlığı hükümet sistemi” olsa gerektir.

Diğer yerlerde değilse de İstanbul ve Ankara’da belediye başkanlığı makamını kaldırıp yürütmenin de devletin de başı olan Cumhurbaşk­anına bağlamak tek çare!

Böylece başkan değiştirme kararları daha hızlı alınır…

Böylece Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda olduğu gibi gerekirse beş senede beş başkan görürüz. Ama hepsi bir Erdoğan olur. Olur ve biter.

Haydi sandığa…

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye