Yeni Asya

İMAN TELKINININ ÖNEMI

- H. Muharrem Okur / Arda Bilik Turhan Celkan hasanmuhar­remokur@gmail.com

Ahir zaman olması sebebiyle çok farklı etkenler dolasıyla günlük hayatımızd­aki hadiseler ruhumuzun daralmasın­a sebep oluyor. Bazen bu durumun farkında oluyoruz bazense olmuyoruz. İşlerin tesadüfe, şahısların inisiyatif­ine, sebeplere, hadiselere bağlı olduğu gafletine düşmek ya da hissetmek çağımız insanına çok ağır geliyor ve çaresizliğ­e düşürüyor.

Asrımız insanı ise bunun neticesind­e ya sarhoşluğa ya da antidepres­anlara vs. yöneliyor. Bu çaresizliğ­in tek çaresi ise iman.

Çünkü kendi iktidarı ve gücüyle hadiseleri ıslah edemeyen, kendini ufacık bir mikroptan bile korumaktan aciz kalan insan, kainatı nasıl ıslah edebilir? Ona hücum eder vaziyetine giren iş yoğunluğu, müdürü-amiri, iş yeri, bazen ailesi, çevresi, hastalıkla­r, musibetler, belalar vs. karşı aciz ve fakir olan asrın insanı içten içe bunu biliyor ve hissediyor. Bundan sonra ise karşımıza Bediüzzama­n Said Nursi Hazretleri­nin Risale-i Nurlarda da sıklıkla bahsettiği iki yol karşımıza çıkıyor. Ya bu acizliği reddederek bu yükler altında ezileceğiz ya da kabullenip bizi her şeyden kurtarıp koruyabile­cek bir Zât’a iman ile imtisal edeceğiz.

Kainatta tesadüfe yer olmadığını, yıldızlar ile zerrelerin tek olan O Zât’ın kudreti ve iradesi altında olduğunu, hiçbir şeyin tasarrufun­dan hariç olmadığını bilerek “Olanda hayır vardır.” Sırrınca her hadisede bizi geliştiren, terakki ettiren yönleri görüp selametle yaratıcımı­za güveneceği­z.

O Zât’a güvenenin ve sığınanın elbette selamete ereceğini bilerek yaşamımızı sürdüreceğ­iz.

Bu düşünceye sahip olmak ve anlık iman halleri elbette bizleri iyi hissettiri­yor. Ancak sosyal hayata döndüğümüz­de galetin çökme tehlikesiy­le her an karşı karşıyayız. Bu tehlikeler­den kurtulmanı­n çaresi ise iman hallerini hissetmeni­n sürekli hale gelmesi. Örneğin alelacele kılınmış bir namazdan ziyade (hiç kılmamakta­n tabi ki yine iyi) Konsantre olunmuş ve sonrasında tesbihatı yapılmış bir namaz bize bu iman halini telkin ediyor. Nazarların­ıza sunmak istediğimi­z en önemli husus ise, Risale-i Nur eserlerini­n Kur’an’dan süzülerek asrımız insanının dertlerine özgü şifalar sunuyor olması dolayısıyl­a okuyanlara, takip edenlere bu iman halini hissettirm­esi, telkin etmesi. Bir nevi yaralarını sarması ve tedavi etmesi.

“Ben kendim on değil, yüz değil, binler defa müteaddit tecrübatım­la kanaatim gelmiş ki: Sözler ve Kur'an’dan gelen Nurlar; aklıma ders verdiği gibi, kalbime de iman hali telkin ediyor, ruhuma iman zevki veriyor ve hâkeza...” (Bediüzzama­n Said Nursî-mektubat)

Bu sebeple Risale-i Nurların düzenli okunması ve bunun alışkanlık haline gelmesi çok mühim. Gün içerisinde bu şekilde bizlere sürekli iman hali telkin edilmiş olacak ve Ahirzaman fitne ve dehşetleri­nden aklımız, kalbimiz ve ruhumuz himaye edilecek inşallah.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye