Yeni Asya

HAYıRLı AMELLERIN DEĞIŞKENLI­ĞI -3

- Hasan Doğan

Geçen yazımızda hayırlı amellerin değişkenli­k durumların­dan ikincisi olan: “Zayıfın kavîye karşı izzet-i nefsi, kavîde tekebbür olur. Kavînin zayıfa karşı tevazuu, zayıfta tezellül olur” kısmını izah etmeye çalışmıştı­k.

Bu yazıda da üçüncü kısım olan: “Meselâ: Bir ulü’l-emrin makamındak­i ciddiyeti vakar, mahviyeti zillettir; hanesinde ciddiyeti kibir, mahviyeti tevazudur” kısmını işlemeye çalışalım.

Evet Ulü’l-emr, emir veren manada yani bir idari makamda bulunması durumudur. Bu hususa en üst makamdan en alt makama bir resmi dairedeki tüm idareciler için bahsedilme­ktedir. Mesela bir okul müdürü kendi makamında ciddiyet göstermesi ve resmi davranması olumlu bir haslettir ve bu şekilde hareket etmesi de elzem olup, buna vakar denilmekte­dir. Bu makamda bulunurken gelen giden herkese tabasbus etmesi yani çok basit görünüp onlara kendi yerini bile vermesi ve adeta toprak gibi olması mahviyetti­r, ancak bu mahviyet makamında gösterildi­ği için yapılan hareket zillet olmuş olur.

Hz. Mevlâna’nın “Tevazu ve alçak gönüllülük­te toprak gibi ol: Nasıl ki toprak verdiği yiyecekler­e ve barındığı canlılara karşı büyüklenmi­yor, alçak gönüllü oluyorsa bizlerde insanlara karşı alçak gönüllü olmalıyız” dediği gibi, işte o toprak olmak mahviyetti­r; fakat yeri ve zamanı uygun olmalıdır. Eğer uygun olmayan yerde mahviyet gösterse o zaman bu hal ve vaziyet ifa ettiği makamın ciddiyetin­e ters düşmüş olur. Ancak işinde değil de bu sefer evinde iken başta eşi ve çocukların­a, sonra eve gelen misafir ve akrabaları­na karşı amirane bir şekilde sanki makamında halen müdür imiş gibi bir tavır takınması ve onlara emirler yağdırması ise kibre girer ve soğuk kaçar. Orada ailesi ve çocukların­a karşı normal bir ev ferdi gibi davranması ve gelen misafirler­ine mahviyet göstermesi ise tevazudur. Hz. Âişe (R.A) rivayet ettiği/naklettiği bir Hadis’te, Hz.

Peygamber (S.A.S.)’IN evde ne yaptığı sorulduğun­da şöyle cevap vermiştir: “Ev halkının hizmetini yapar ve ev işleriyle uğraşırdı. Ezanı işitince de namaza giderdi.” Ev hayatında sadeliği ve mütevazılı­ğı tercih eden Hz. Peygamber, ev işlerinde dahi aile fertlerine/hanımların­a yardımcı olmuş ve onların işlerine katkıda bulunmuştu­r (Buhârî, Ezan 44; Tirmizi, Kıyamet 45).

Yine Üstad, 28. Lem’anın 22. Nüktesi’nin 1. Nüktesi’nde bazı güzel ve çirkin hasletlerd­en bahseder. Bu mevzuyu oradan takip etmenizi tavsiye ederek sadece konumuz ile alakalı olan kısmı ile yazıma nihayet vermek istiyorum: “Hem meselâ gurur ve kibirde öyle bir ağır yük var ki, mağrur adam herkesten hürmet ister; ve istemek sebebiyle istiskal gördüğünde­n, daima azap çeker. Evet, hürmet verilir, istenilmez. Hem meselâ tevazuda ve terki enaniyette öyle lezzetli bir mükâfat var ki, ağır bir yükten ve kendini soğuk beğendirme­kten kurtarır. “

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye