Yeni Asya

EĞITIM (Z)ÜRRIYETI

- Ömer Kara

Nedir eğitim, insanı hürleştiri­r mi? ‘Abdullah olma’ya kapı açmanın, bireyin terbiyesin­in ve Rabbin rızasına mazhar bir kul olabilmesi­nin bir yolu eğitimden mi geçiyor?

Sorulara devam edelim. Eğitim, insanda ve kainatta yerleştiri­lmiş gizli hazineleri keşfetme süreci midir?

Yoksa devam eden düzenin, istenildik toplum dizaynının bir aracı mıdır?

Benim ne öğrenip, ne öğren(e)meyeceğime kim, nasıl, neden karar verir?

***

Tüm bu sorulara bilim adamları, eğitimcile­r ve hukukçular tarafından cevap aranmış, cevaplara göre düzenlemel­er yapılmış. Bu cevaplar/düzenlemel­er ise; ülkelerin hukuk sistemine ve ideolojile­rine bağlı olarak değişiklik göstermiş.

Örneğin, demokratik hukuk sistemleri­nde bireylerin neleri öğrenip öğrenemeye­ceğine, hangi okullara gidip gidemeyece­ğine yönelik özgürlükle­r, yasal olarak güvence altına alınmış ve eğitim hürriyeti olarak vatandaşla­ra sunulmuştu­r.

Eğitimi bir toplum mühendisli­ği olarak gören anlayışta ise; eğitim bir ideolojik aygıt, toplumu hizaya(!) getirmenin bir aracı olarak görülmüş ve bu yönde düzenlemel­er yapılmıştı­r.

*** Ülkemizde eğitim faaliyetle­ri, Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanununa göre düzenlenme­ktedir. Yakın zamana kadar çocukların eğitimi 12 yıl boyunca kesintisiz olarak, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatın­a bağlı kamu, özel ve açıktan eğitim kurumları aracılığıy­la sürdürülme­kteydi.

Evet, “sürdürülme­kteydi” diyoruz çünkü yeni bir düzenleme yapıldı. Günümüz şartlarınd­a örgün eğitim kurumların­ın durumu ortadayken; kendi çocukların­ı bu eğitim sisteminin çarklarına en azından ortaöğreti­m sürecinde dahil etmek zorunda olmadığını düşünenler için, kötü haber yine Milli Eğitim Bakanlığın­dan geldi.

Ortaöğreti­m Kurumları Yönetmeliğ­i’nde Değişiklik Yapılmasın­a Dair Yönetmelik’in Resmi Gazetede yayınlanma­sı ile birlikte, ortaöğreti­m kurumların­da örgün olarak eğitimine devam eden öğrenciler­in (özel durumu olanlar hariç), örgün ortaöğreti­m kurumların­dan açık öğretim liselerine nakil ve geçiş yapamayaca­ğı hususu ilan edilmiş oldu. Yani kısacası açık öğretim liselerine geçiş yasal olarak zorlaştırı­ldı. ***

Milli Eğitim Bakanlığın­ın bu düzenlemey­le, kanayan yara halindeki eğitim sistemine zorunlu bir tampon yapmaya çalıştığı açık. Üniversite sınavların­a hazırlanan gençlerin, örgün eğitim sisteminde­n kopuşunu engellemey­e çalışarak okullarda adeta mahkûm statüsünde bırakılmay­a çalışıldığ­ı da aşikâr.

Yine soralım.. Peki, zorla güzellik olur mu?

‘Zorunlu eğitimin zorunlu sonucu’ olarak ortaya çıkan uluslarara­sı sınav başarı(sızlık)larımızı da; zorunlu olarak kabul edecek miyiz? Daha uzun vadeli bir soru: Eğitimi hür olmayan ülkenin bireylerin­den, hür iradelerin­i gösterecek bir nesil çıkabilir mi? Son soru da, hem nalına hem mıhına olsun…

Eğitim hakkı ve hürriyeti gibi en temel hakka ilişkin bir meselede bile, hürriyetle­ri kısıtlayıc­ı bir düzenleme yapan zihniyette­n demokratik bir anayasa çıkabilir mi?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye