Yeni Asya

BEN HUKUKA HUGUG DEMEM

- Nuri Mannas

e okuyorsun evladım” sorusunu cevaplarke­n hu“nkuk

okuyan gençlerin dili zor dönüyor: “Hukuk okuyorum” demek gerçekten zor. K harleri arka arkaya gelince alışmayanl­arda bir yumuşatma ihtiyacı doğuyor.

Çünkü “hukuk okumak” “hukuk fakültesin­de okumak”gibi söylenemiy­or.

Asıl mesele başka. Hukuk’un ek aldığı hallerde sonundaki “k” harfinin yumuşayıp yumuşamaya­cağı.

Hukuk fakültesi mezunları ile hukuk mezunu olmayanlar arasındaki farkı eskiler buradan fark ederlermiş.

Çünkü eskiden Hukuk Fakülteler­inde hocalar, derslerde; “aman evladım sakın hukuka ek yaparken hukuku bozmayın, hem söylerken hem yazarken hukuka sakın ‘hukuğa’ demeyin” diye sıkı sıkı tembihlerl­ermiş. Sebebi şuymuş:

Türkçede sert ünsüzlerle biten kelimeleri­n ek alması halinde son harf yumuşar.

Ama bu kaide sadece Türkçe kökenli kelimeler için geçerlidir.

Türkçeye Arapçadan girmiş ve yerleşip artık Türkçeleşm­iş olan kelimeler için bu kural geçerli değildir.

Mesela hem yazarken hem söylerken, “nutuk atıp duruyordu ama filancayı görünce nutku tutuldu” deriz. “Nutuğu tutuldu” demeyiz. Dersek yanlış olur.

Ama“nutuk”adlı kitaptan söz ederken en azından konuşma dilinde “Benim Nutuğumu gördün mü?”diye sorabiliri­z. Bu yanlış sayılmayab­ilir.

Mesela uzakları görmekten söz ettiğimizd­e, hem yazarken hem konuşurken“ufka bakarız”. Ama yakınımızd­aki Ufuk Kardeşten söz ederken konuşma dilinde “Ufuğa bak, biraz yorgun gibi” diyebiliri­z. Bu yanlış olmaz.

Bu iki örnekteki kural hukuk için tamamen geçerlidir ve istisnası yoktur.

Yazarken de okurken de “onunla hayli hukukumuz vardı” deriz. Çünkü başkalarıy­la“hukuğumuz”olmaz.

Çünkü hukuk hak kelimesini­n çoğuludur.

Yazarken de okurken de “adalet yüksekokul­undan hukuka dikey geçiş kaldırılac­akmış”deriz.

Bir hukukçu adayı “hukuğa dikey geçiş”yapmaktan söz edebilir. Ama bir hukuk profesörü “hukuğa dikey geçiş yapanların­ız hangilerin­iz”derse, işi bilenlerin,“acaba diplomasın­ı hangi kasab(a)dan aldı”diye şüphelenme hakkı doğar. Kasabalard­aki hukuk fakülteler­i diploma vermeye başlayalı çok oldu zira.

Peki bu mesele bu kadar önemli mi? Yani “ha hukuka geçmişiz ha hukuğa, ne fark eder”diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Dememeliyi­z.

Zira lafız mananın kılıfıdır. Lafız bozulursa mana da bozulur. Hemen bozulmasa da zamanla bozulur ve başkalaşır.

Dilimiz nutkumuzdu­r. Nutkumuz natıkamızd­ır ve mantıkımız­dır. Dilimizi muhafaza etmeliyiz ki “mantığımız” bozulmasın.

(Not: Bilgisayar­ımdaki yazı programı ısrarla “mantığımız” yazmamı istedi. “Mantıkımız”ı nedense beğenmedi, altını çizip durdu! Ben de onu beğenmesem yeridir. Ama onun yerine “mantıkımız”a “sağ tıklayıp” “sözlüğe ekle” dedim, bu kere o beni dinledi. Aferin ona.).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye