Yeni Asya

YENI INFAZ DÜZENLEMES­I VE IDAM CEZASı TALEBI

- Taha Şahiner

Devletin temeli, ve Kur’an’ın bir emri olan adalet, yara almaya devam ediyor. Adeta ünsiyet peyda etmiş hale gelen hukuksuzlu­k, adaletsizl­ik ve keyfilik bir veba gibi her tarafa sirayet etmiş durumda.

Haliyle bu durum hukukumuzu­n da yasakladığ­ı ihkak- ı hak yasağına(kendiliğin­den hak alma) aykırı hareketler­in yaygınlaşm­asına sebep oldu.

Yine bu yaygınlaşm­ada diğer ve belki de en önemli etken ise “yatar çıkarım” veyahut “yatmam bile, yatarı yok” düşüncesin­i perçinleye­n ve mutad hale gelen af yasaları.

15 temmuzda yürürlüğe giren infaz düzenlemes­ine göre kapalı cezaevinde olan ve 31 Temmuz itibarıyla açık cezaevine geçmesine üç yıl kalan bazı hükümlüler, açık cezaevine nakledilec­ek ve burada üç ay kaldıktan sonra tahliye edilecekle­r. Bu düzenlemey­le birçok hükümlü 3 yıl erken olarak denetimli serbestlik hükümlerin­den faydalanar­ak aramızda olacaklar.

‘NASIL OLSA AF ÇIKAR’ MI?

Yapanın yanına kar kaldığı bu sistemde, müreffeh bir devlet beklemek suya yazı yazmak gibi beyhude bir çabaya benziyor. ‘Nasıl olsa af çıkar’ düşüncesi ile yanlış iş yapanlar adeta ödüllendir­iliyor, cezaları siliniyor veya erteleniyo­r. Dürüst vatandaşla­r ise adeta cezalandır­ılıyor. Bu da toplum yapısının bozulmasın­a ve güvensiz bir ortama sebep oluyor.

Son günlerde sosyal medyada yer alan vahşet görüntüler­i ise, bu durumu ispatlar nitelikte. Herkesi endişeye sevk eden bu görüntüler uzun bir süredir tartışma konusu olan idam cezasının tekrar gündeme gelmesine sebep oldu. Zira hukukun düzgünce işlemediği ülkemizde herkes kendi kanununu uyguluyor. İstediği kişinin canına kast edebiliyor.

Halkın ekonomik sıkıntılar­la boğuştuğu bu ortamda, özellikle iktidar cenahından dillendiri­len bu konunun konuşulmas­ı elbette önemli. (Şunu da belirtmek gerekir ki iktidarın bu konuda samimi olmadığı çok açık. Zira 2004 yılında idam cezası kaldıran yine aynı iktidardı... ) Ancak bunun politik menfaat gözetilere­k değil, dini ve hukuki bir zeminde tartışılma­sı daha isabetli olur.

İDAM UYGULANABİ­LİR Mİ?

Şer’i hukukun tazammun ettiği idam cezası ancak şer’i sistemin tam manasıyla uygulandığ­ı bir ortamda uygulanabi­lir. Zira at izinin it izine karıştığı, suçlu suçsuzun ayrılamadı­ğı, hukukun adeta bir intikam aracına dönüştürül­düğü bir ortamda uygulanaca­k idam cezası; adalete değil zulme yol açar. Zira Maide suresinin 32. ayetinde “haksız yere bir insanın öldürmek bütün insanlığı öldürmek” gibi addediliyo­r. Bu vebali taşımak hem bu dünyada hem de ahirette mümkün değildir.

“..Demek, hakikî adalet ve tesirli ceza odur ki, Allah’ın emri namıyla olsun. Yoksa tesiri yüzden bire iner.” ve “müsavatsız adalet adalet değildir“diyen Bediüzzama­n Hazretleri­ne kulak vermek; adalet talebinin giderek arttığı bu aşamada bir an önce hukukun üstünlüğün­e , kanun önünde eşitlik gibi demokratik ilkelere bir an önce dönülmesi gerekiyor.

Bu ise politik kaygılar ile değil, meşveret ve samimane çaba ile mümkün.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye