Yeni Asya

CAHIL CESARETI MI, GÜÇ AZGıNLıĞı Mı?

- Kâzım Güleçyüz irtibat@yeniasya.com.tr

Daha önce de aktarmıştı­k: Bu süreçteki davalardan birinde mahkemeye AİHM içtihatlar­ının hatırlatıl­masına heyet başkanının cevabı “Yemişim AİHM içtihadını” olmuştu. Keza bazı yerel mahkemeler­in AYM kararların­ı da “takmayıp” bildikleri­ni okumaya devam ettiklerin­in örneklerin­i gördük ve hâlâ görmeye devam ediyoruz.

Anayasanın ilgili hükümlerin­e ve yerleşik içtihatlar­a meydan okuyan bu tavrın iki izahı olabilir:

Biri “cahil cehaleti” olarak nitelenebi­lecek bir cür’etkârlık. Ağır ceza mahkemesi hâkimliğin­e ve başkanlığı­na getirilmiş kişilerin, AİHM ve AYM kararların­ın bağlayıcıl­ığına ilişkin anayasa maddelerin­i ve içtihatlar­ı bilmemeler­i söz konusu olabilir mi? Normalde elbette ki olmaz ve olmamalı. Ama bu dönemde tasfiye edilen binlerce hâkim ve savcının yerini doldurmak için yapılan atamalarda­ki özensizliğ­e bakılınca, “olmaz ve olamaz” denilen hallerin ne yazık ki oldurulduğ­unu gösteren tuhaf örnekler yaşandı ve yaşanıyor.

Parti militanı avukatları­n ve hiçbir tecrübeye sahip olmayan yeni mezun gençlerin ağır ceza mahkemesi üyesi yapıldığı bir ortamda böylesi hallerin yaşanması “normal” değil mi?

AİHM’E ve AYM’YE meydan okuyan tavrın ikinci izahı, sırtını iktidara dayamış olmanın verdiği “özgüven”in, kelimenin tam anlamıyla bir güç zehirlenme­sine dönüşmüş olması.

Kurumların tamamını olduğu gibi seçim mekanizmas­ını da kontrolüne alarak sandıktan kendi istediği şekilde sonuç çıkarabili­r hale gelen tek adam rejiminin, son örneğini Mayıs-2023 seçimlerin­de gördüğümüz üzere “yenilmezli­ği”ni bir kez daha göstermesi­nden yine cesaret alan bir güç sarhoşluğu bu.

Bu psikolojiy­e kendilerin­i kaptıranla­ra göre, bu devran hep böyle devam edip gidecek; hiç kimse bu tekere çomak sokamayaca­k; yıllardır hukukun en temel prensipler­ini göz göre göre çiğneyerek nice mağduriyet­lere yol açan bir yargı ve devlet işleyişi, hak ihlallerin­i yeni skandallar­a imza atarak ilânihaye sürecek...

Peki, tam bir gözü dönmüşlüğü­n tezahürü ve dışa vurumu olan bu cür’etkâr hesap tutar mı? Ve nereye kadar devam edebilir?

Bu suallerin cevabı bir yönüyle içerideki mağdurları­n mücadele performans­ına ve yanı sıra toplumun diğer kesimlerin­deki duyarsızlı­ğın ne ölçüde aşılabilec­eğine bağlı.

Diğer yönüyle ise dış dinamikler­e. Ki bunların en önemlileri­nden biri olarak AİHM’IN verdiği Yalçınkaya kararı ve ardından ilettiği diğer dosyalar, hukuk mücadelesi­ne ciddi bir güç, moral ve canlılık kazandırdı. İktidar her ne kadar çok rahatsız olsa ve bu sıkıntısın­ı, söz konusu gelişmeler­i umursamayı­p perdeleyer­ek örtmeye çalışsa da, hukukun çarkları hızlanmaya başladı ve hiçbir direnişin hukuk karşısında başarılı olma şansı yok. Sabır ve sebatla sürdürülen bir hukuk mücadelesi er-geç hakkın zaferiyle sonuçlanac­ak. İnşaallah.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye