AMENTÜ CÜMLESI BIR BÜTÜNDÜR
Burdur’dan okuyucumuz:
“Amentü duası Kur’ân-ı Kerim’de var mıdır? Açıklar mısınız?”
İKur’ân’da amentü Belgesi
manın bölünmeyen altı esasının ve şehâdet kelimesinin beyanını ihtiva eden Amentü cümlesi, hiç şüphesiz Kur’ân’dan ve hadislerden alınmıştır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
“Ey İman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği Kitab’a ve daha önce indirdiği Kitâb’a inanmakta sebat gösterin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse, şüphesiz derin bir dalâlete düşmüştür.”1
Bu ayette iman edilecek esaslardan beşini beyan eden Kur’ân-ı Kerim, kader konusuna da muhtelif ayetlerde önemle yer verir. Meselâ; “Âlemleri uyarmak üzere kuluna hakkı batıldan ayırt eden Furkan’ı indiren, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin olan, çocuk edinmeyen, hükümranlıkta ortağı bulunmayan, her şeyi yaratıp bir ölçü ve kadere göre takdir eden Allah yüceler yücesidir.”2 Ayeti veya “Biz her şeyi bir kadere göre yarattık!”3 Ayeti; ya da, “Hazinesi bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Biz onu ancak belli bir kadere göre indiririz.”4 Ayeti bunlardan yalnızca bir kaçıdır.
imanın altı esası Bir Bütündür
Bu altı iman esasının topluca beyanını hadislerde de görmekteyiz. Ömer b. Hattâb’ın (ra) rivayet ettiği meşhur Cibril hadisinde, Hazret-i Cebrail’in (as), “İman nedir?” sorusuna cevap veren Allah Resulü (asm); “İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmandır.” Buyurmuştur.5
Bediüzzaman Hazretleri, imanın, altı rükünden çıkan ve bölünme kabul etmeyen bir hakikat olduğunu ifade eder. Çünkü her bir iman rüknü, kendini ispat eden delilleriyle diğer iman rükünlerini de ispat eder. Her biri her birine büyük bir delil teşkil eder. Öyle ise, bütün iman rükünlerini bütün delilleriyle sarsmayan batıl bir fikir, tek bir rüknü de inkâr edemez.6
Amentü, âlimlerin altı iman esasını bir araya getirerek formüle ettiği bir iman cümlesidir. Bu cümlenin sonunda zikredilen şehâdet kelimesi ise, İslâmın şartlarındandır. Şehadet kelimesi hakkında Resul-i Kibriya Efendimiz’in (asm) bir müjdesini hatırlamamızda fayda var. Enes b. Malik’in (ra) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Hiç kimse yoktur ki, kalbinden tasdik ederek Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehâdet etsin de, Allah Teâlâ onu Cehennem ateşine haram kılmamış olsun!”7
Kurtuluş imandadır
İman mevzuunda bir müjdeli hadisi daha gönüllerimize misafir edelim: Yine Enes (ra) rivayet eder: Allah Resulü (asm) şöyle buyurmuştur: “Lâ İlâhe İllallah deyip de kalbinde bir arpa ağırlığınca iman bulunan kimse Cehennem’den çıkacaktır! Lâ İlâhe İllallah deyip de kalbinde bir buğday ağırlığınca iman bulunan kimse Cehennem’den çıkacaktır! Lâ İlâhe İllallah deyip de kalbinde bir zerre ağırlığınca iman bulunan kimse Cehennem’den çıkacaktır!”8
Konuya dayalı son müjdeli hadisimizi de Ebû Saîd el-hudrî (ra) rivayet etmiştir:
Resulullah Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Ehl-i Cennet Cennete, Ehl-i Cehennem de Cehenneme girdikten sonra, Cenab-ı Allah: “Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca iman varsa Cehennemden çıkarınız!” diye ferman buyurur. Bunun üzerine, bu gibiler simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılırlar, hayat nehri içine atılırlar. Orada, selde kalan yabanî reyhan tohumları gibi, sür’atle hayat bulurlar. Görmez misin, bunlar sapsarı salınarak ne güzel sürerler!”9
D pnotlar:
1- N5sâ Sûres5, 4/136., 2- Furkan Sûres5, 25/1,2., 3- Kamer Sûres5, 54/49., 4- H5cr Sûres5, 15/21., 5- R. Sâl5hîn, 60., 6- Asa-yı Musa (yen5 tarz), s. 90., 7- Buhârî, 1/105., 8- Buhârî, 1/41., 9- Buhârî, 1/21.