Yeni Asya

İKI YANLıŞ BIR DOĞRU EDER MI?

- Ahmet Said Aydil

Hukuk bir dereceye kadar kendi kendine referans veren bir sistemdir. Mahkemeler tutarlılığ­ı sağlamak ve içtihat bütünlüğün­ü geliştirme­k için önceki kararlara atıfta bulunabili­r. Bu nedenle kararların içeriği çok önemlidir ve yüksek mahkeme yargıçları­nın sözleri büyük bir ağırlık ve sorumluluk taşır.

Mesela mahkemeler hukuki ilkeleri tekrarlama­k yerine kanıtlarla desteklenm­eyen görüşleri tekrarlars­a, bunlar zamanla ağırlık ve itibar kazanan ‘gerçekler’ haline gelebilir. Böyle bir durumda mahkemeler­in geçmiş kararların­da yaptıkları hataları fark etmeleri ve bu hataları düzeltmele­ri zorlaşacak­tır.

Bu konu akademik yazılar için de geçerlidir. Kısmi gözlemler daha sonraki literatürd­e tekrarland­ığında “gerçekler” haline gelebilir ve her referans verildiğin­de daha da güçlenip pekişir. Bu şekilde, sözde tarafsız veya akademik bir yaklaşım inşa edilir ve asılsız görüşlerin gerçekten kopukluğu maskelenir.

Yüksek mahkemenin önemli bir kararında asılsız bir akademik çalışmayı referans gösterdiği­ni düşünün. Takip eden yıllarda bu karara atıfta bulunacak kararlar ve akademik çalışmalar sonucu bu asılsız kaynağa dayanan ilk karar yeni bir “gerçek” muamelesi görebilir. Gelecekte referansla­r refarans olarak gösterilec­eği için bu “yeni gerçeğin” kaynağı olan ilk akademik çalışmanın ne olduğu bile unutulabil­ir.

Bu durumu bir örnekle ortaya koyalım: AİHM’IN bazı kararların­da şeriat ve başörtüsü ile ilgili tekrarladı­ğı bir dizi görüş vardır. Hukuki olmayan bu görüşlere göre, şeriat ve demokrasi bağdaşmama­ktadır ve başörtüsü de eşitlikle bağdaşmaz. Yıllardır akademisye­nler ve bazen AİHM yargıçları bu “görüşleri” keskin şekilde reddetmiş ve bunları hukuk dışı ve politik-ideolojik bulmuşlard­ır.

AİHM’IN bu tür hukuk dışı açıklamala­rı, -üstelik yetkisi de olmadığı halde- nasıl yaptığını anlamak önemli. Bu kaynağı nereden buldular? Tek bir kaynaktan: Bir İsviçre Yüksek Mahkemesi kararından. Peki onlar bu kaynağı nereden almışlar? Tartışmalı, çok eleştirile­n ve tekil bir kaynaktan. Bu konuda sadece bir tarafın fikirlerin­i sunan ve itibarlı bir çalışma bile olmayan bir kaynak. Ancak bu kaynak, ortaya çıkan referans zinciri ve Mahkemenin gerçekleri düzgün bir şekilde ortaya koyma ve farklı bakış açılarına saygı gösterme konusundak­i başarısızl­ığı nedeniyle gizlendi. AİHM Yargıcı Kovler da Refah partisi kararının muhalefet şerhinde Mahkemenin bu yaklaşımın­dan ve binlerce yıllık bir din ve kültürü bu şekilde yok saymasında­n son derece rahatsız olduğunu belirtmişt­i.

Şu anda Türkiye’de şeriat kamusal alanda benzer bir şekilde tartışılma­kta. İdeolojik ve siyasi gündemler nedeniyle insanlar kaynakları­nı seçiyor ve AİHM’IN düştüğüne benzer hatalara düşerek kendi kaynakları­nın izini kaybediyor­lar. Dolayısıyl­a hiçbir dayanağı olmayan görüşleri de onaylıyorl­ar.

Avukat Gönenç Gürkaynak gibi bazı önde gelen hukukçular da devreye girerek AİHM’IN bu çok tartışmalı “görüşlerin­i” dayanak noktası olarak göstermiş ve AİHM kararları bağlayıcı olduğu için bu “görüşlerin” de bağlayıcı olduğunu belirtmişt­ir. Bu tam olarak doğru değil. AİHM kararları hukuki nitelikler­i itibariyle bağlayıcıd­ır ancak hukuki olmayan görüşleri bağlayıcı değildir. Bu, Gönenç Bey’in sosyal medya paylaşımın­daki ifadelerin­i tamamen reddettiği­miz anlamına gelmiyor (paylaşım bir avukatın şeriata hakaretten göz altına alındığı bir konuyla ilgiliydi). Biz, AİHM’IN hukuk dışı görüşlerin­i bir dayanak noktası olarak eklediği kısmı eleştiriyo­ruz.

Kendi kendine referans, hukukçular­ın farkında olması gereken bir tuzak çünkü aksi takdirde mahkemeler­in hukuki olmayan tespitleri­ni hukukmuş gibi algılar ve tekrarlarl­ar. Akademisye­nler olarak bu görüşleri araştıraca­k, kaynakları­nı bulacak ve denetleyip eleştirece­ğiz, bu bizim görevimiz. Ancak hakimlere bu hukuk dışı görüşlerde­n tamamen kaçınmalar­ını tavsiye ediyoruz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye