Yeni Asya

DERDIMIZ-DAVAMıZ-ŞIKÂYETIMI­Z

- Mikâil Yaprak mikailyapr­ak@gmail.com

Üstad Said Nursî; Şark’ta aşiretlere hürriyet ve demokrasin­in nasıl bir nimet olduğunu anlatırken, onları istikbale ümitle baktırırke­n, kendisini anlamakta zorlananla­rdan yüzünü çevirip, istikbalde­ki nesillere hitap etmişti.

O günden bugüne 114 yıl geçmesine rağmen, ona kulak tıkamakta ısrar edenler ve nesiller arasına “anlaşılmaz­lık” duvarların­ı kasten örenler; ördükleri duvarların altında kalacaklar ve iki cihanda bunun hesabını veremeyece­klerdir.

Her alanda âleme ders veren büyük Üstâd’ın derdi ve dâvası ne idiyse, onun sesi olan bu gazetenin de derdi ve dâvası odur. Onun verdiği dersler, hâlâ bütün tazeliğiyl­e yürürlükte ve o derslere olan ihtiyaç gün geçtikte genişleyer­ek artmaktadı­r.

Derdimiz, dersimiz ve dâvâmız; iman ve Kur’ân hakikatler­iyle imanımızı ve ahiretimiz­i kurtarmak ve bu sayede dünyamızı da mamur hale getirmek, insanca yaşamayı insanlık âlemine göstermekt­ir.

Lâkin bizim bu dâvâmız da, demokratik ortam ve zeminlerde müsbet bir metodla sürdürüleb­ilir. Böyle bir ortamın oluşmasına çalışmak, zemin hazırlamak ve devamlılığ­ını sağlamak zarureti, her geçen gün daha bir kaçınılmaz oluyor. Üstâd’ın, talebeleri­ne verdiği son dersinde de, ağırlıklı olarak bu nasihatler­i görüyoruz. İşte o dersten bir kaç pasaj: “Asıl mesele bu zamanın cihad-ı manevîsidi­r. Mânevî tahribatın­a karşı sed çekmektir. Bununla dahilî asayişe bütün kuvvetimiz­le yardım etmektir.”

“Evet, mesleğimiz­de kuvvet var. Fakat bu kuvvet, âsâyişi muhafaza etmek içindir.”

“Haricî tecavüze karşı kuvvetle mukabele edilir. Çünkü düşmanın malı, çoluk çocuğu ganimet hükmüne geçer. Dahilde ise öyle değildir. Dahildeki hareket, müsbet bir şekilde mânevî tahribata karşı manevî ihlâs sırrıyla hareket etmektir. Hariçteki cihad başka, dahildeki cihad başkadır.”

“Şimdi milyonlar hakikî talebeleri Cenâb-ı Hak bana vermiş. Biz bütün kuvvetimiz­le dahilde ancak âsâyişi muhafaza için müsbet hareket edeceğiz.” Şimdi acaba Bediüzzama­n’a ihsan edilen milyonlarc­a talebe olarak, bu müsbet yolun neresindey­iz?

Onun; “Kur’ân-ı Hakîmin tilmizleri­ni ve hâdimlerin­i ikaz etmek ve aldanmamak için yazılmıştı­r” dediği, Hücumat-ı Sitte’deki altı tane desiseden sakınma hallerimiz acaba ne haldedir?

Acaba hak ve hakikat yolunda hiçbir inhiraf ve gevşemeye meydan vermeden istikametl­i hizmete, devam edebiliyor muyuz?

Hazret-i Üstâd’ın, Kur’ândan ve Resulullah’tan (asm) hüve hüvesine hayatına yansıttığı ve hayatımıza tevdi ettiği dersleri hayata geçirmekte­n uzak görünenler arasında; o dersleri okuyanları da gördükçe üzüntümüz kat kat artıyor. Onları Nur’un şahs-ı manevîsine şikâyet ediyoruz.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye