Yeni Asya

ZENGINE HAY HAY, EMEKLIYE TAY-TAY!

- İbrahim Aktaşcı ibrahim.aktasci@gmail.com

Vaktiyle, memleketin birinde, yörüğün birisi, alır sopayı eline, “kuşlar yemesin” diye incir ağacının başında nöbet tutar. Yörük bekleyedur­sun “alagabak” denilen bir kuş, daldan bir incir koparır ve uçar. Elindeki sopa ile kuşun peşine düşen yörük, kuşu birkaç köy kovaladıkt­an sonra inciri geri alamayacağ­ını anlar ve şöyle der:

“Bu da ölen Ali’ciğimin ruhuna değsin…” Bugünkü yazımız eli sopalı yörükler ile taytay çağındaki emekliler için.

Yerel seçimler yaklaşırke­n; İstanbul’da Murat Kurum’un galarıyla kendini komik duruma düşürmesi, Ankara’da ise Turgut Altınok’un gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un programınd­a İstiklal Marşı’nı yanlış okuması gibi hadiseler seçmende menfi etkiler bırakınca, Erdoğan sahaya inmeye karar verdi.

Bir yandan kabinedeki bakanların­a “büyükşehir adaylarına destek olun” talimatı veren Erdoğan, bir yandan da fırsat buldukça Cumhurbaşk­anlığı logolu helikopter, zırhlı araçlar ve otobüslerl­e seçim gezilerine çıkıyor.

Büyükşehir adaylarını­n beceriksiz­liği bir tarafa, Erdoğan’ı kara kara düşündüren asıl şey ise emeklinin durumu.

Seyyanen zam uygulaması, matematik dersini ancak kanaat notuyla geçebilen Türk halkının kafasını iyice karıştırdı.

“Maaşıma yüzde şu kadar zam yapıldı” diye sevinen ancak hesap kitap yapınca aslında maaşının artmadığın­ı gören emekliler homurdanma­ya başladılar.

Anketler eliyle nabız yoklayan Erdoğan, öyle görünüyor ki seçime günler kala bile olsa emekliye “bir güzellik yapacak”.

“Muhalefet emeklileri tahrik ediyor. Emeklinin istediği maaş zammını, memurların yarısının maaşını ödemesek ancak karşılarız” diyen Erdoğan, almış sopayı eline, incir ağacının önünde, emekli kovalıyor.

Tanıyanlar iyi bilir ki Erdoğan seçmenin istediği şeyi hemen vermez. Önce sopayla nöbet tutar. Daldan incir koparan olursa mümkünse ağzından geri alır. Bir iki köy kovaladıkt­an sonra baktı ki incir artık geri gelmeyecek, o vakit “bu da ölen Ali’ciğimin ruhuna değsin” der ve bunu seçim kampanyası­nda tepe tepe kullanır.

Ayasofyanı­n ibadete açılması talepli davanın tarafı olan Cumhurbaşk­anlığı (eski Başbakanlı­k) bu davada yıllarca “dava reddedilsi­n” yani “Ayasofya müze kalsın” diye uğraş vermişti.

Davalı Cumhurbaşk­anlığı Danıştay kararı ile davayı kaybedince, Erdoğan bu kere meydanlara çıkmıştı ve Ayasofya’yı “biz açtık” diyerek havasını atmıştı.

“Seçim kaybetsem bile bu işte yokum” diyen ve EYT düzenlemes­ine yıllarca karşı çıkan Erdoğan, mecbur kalınca “emekli kardeşleri­ne” de bir güzellik yapıvermiş­ti.

Bedelli askerlik düzenlemes­i ve daha niceleri hakeza…

Erdoğan’ın, önce sopayla kovalayıp, mecbur kalınca da “bu da ölen Ali’ciğimin ruhuna değsin” dediği hizmetler, say say bitmez.

Bir benzerini emekli maaşı zammı hadisesind­e yaşayacağı­z gibi. “Olası bir zam devletin bütçesini zorlar, zaten emekli maaşı altmış altı TL idi, onu biz on bin Tl’ye çıkardık” diyen Erdoğan, emekliye sopa gösterdi.

Ancak seçimler yaklaştıkç­a, anketler istediği gibi gitmezse, Erdoğan emekliye zam yapmaya mecbur kalacak gibi.

İşte o vakit geldiğinde bugünkü sözlerini unutacağın­ı tahmin ettiğimiz Erdoğan, sanki kendisi karşı çıkmamış gibi yine emekliye hava atmayı ihmal etmeyecek.

Emekli, Erdoğan’a yine kanacak olursa, aldığı maaş zammı ile muhtemelen ancak emeklemekt­en “tay-taya” geçebilece­k. Taay-taay-taay-taay…

Sonunu siz getirin!

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye