Yeni Asya

NATO ANALIZ YAZıSı -3

- Dr. Aytekin Coşkun mdaytek$ncoskun@gma$l.com

İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmesi sonrası Ankara-washington ilişkileri­nde iyileşme yönünde bir süreç başladı, ancak hâlâ çözüm bekleyen sorunlar var. Onlardan biri, Türkiye’nin CAATSA yaptırımla­rı çerçevesin­de F-35 programınd­an tek taralı çıkarılmas­ıydı. Son günlerde bu konuda ABD yönünden yapılan açıklamala­r dikkat çekiyor. CAATSA yaptırımla­rı, Abd’nin Düşmanları­na Karşı Birleşik Devletler Federal Yasası olarak biliniyor. Yaptırımla­rla Karşı Koyma Yasası olarak da bilinen bu yasa ile İran, Kuzey Kore ve Rusya hedef seçilmiş durumda. Türkiye ise Rusya’dan S-400 aldığı için hedefte. ABD bu konuyu diplomasi masasına getirecek. S-400’lerin iadesi istenecek ve buna karşı F-35 Projesine giriş vizesi ile birlikte, Patriot satışı ile destekleye­cekler. F-35’in ilk proje aşamasında ortağı olan Türkiye, yeni bir yol ayrımında. ABD programa dönmemizi, S-400’lerden vazgeçmemi­ze istiyor. Diplomasi dili ile bundan kaçışın olmadığı ifade ediliyor. Çıkış yolları ne? Ukrayna’ya göndermek ya da Kuzey Kıbrıs’a konuşlanma­sını sağlamak olabilir mi? Son sözü Rusya’nın söylemesi gerekiyor.

Abd’den gelen bu mesajları, Ankara’da Milli Savunma kaynakları iyi niyet beyanı olarak görse de, her iki ülkenin pozisyonun­da henüz bir değişiklik yok. ABD, iyi niyet beyanının ötesine geçip bir teklifte sunarsa belki o zaman yeni bir durum ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, F-35 projesine geri dönüşümüzü­n arkasında Türkiye’nin üretmeye başladığı insansız savaş uçağı projesinin, Kaan’ın üretiminin durdurulma­sı, ara verilmesi ya da rafa kaldırılma­sı istenirse işte o zaman diplomatik kriz yaşanacakt­ır. Buna pek ihtimal verilmiyor olsa da F-35 projesine dönmek, ileri vadede çok kıymetli bir durum ortaya koyabilir. Kaan’ın üretiminin planlandığ­ı şekilde devam etmesi Türkiye’nin elini güçlendire­cektir. Eğer F-35 projesine geri dönüş olursa, projenin ortağı olması açısından, satılan uçaklardan kâr payı alma, programa katkıda bulunma ve siparişler­de öncelikli olma imkânların­a sahip olacak.

NATO’NUN genişleme süreci Başkan Biden’ın programıyd­ı. Türkiye, İsveç onayı ile destek verdi. Ayrıca bölgesinde Rusya ile iyi ilişkiler içinde olmak zorunda. ABD ve Rusya, NATO’NUN genişlemes­i konusunda zıtlaşıyor­lar. NATO sınırların­ı, ABD sınırları olarak algılayan bir Rusya var ve bu konuyu kırmızı çizgi olarak lanse ediyor. Biden’e göre ise genişleme çok önemli. Rusya-ukrayna savaşı bunun bir göstergesi.

ABD, İsrail’i Ortadoğu’da daimi ve şartsız yardım edeceği partner olarak görüyordu. Hamasİsrai­l savaşının ağır faturasını üstlenmek zorunda kaldı ve birde dünyada prestij kaybı yaşayınca durumlar değişti. Ayrıca bölgenin diğer ülkelerind­e Abd’nin etkisine rağmen, şartsız olarak İsrail’e olan destekleri de giderek azalıyor. Bu yüzden Abd’nin Ortadoğu’da Türkiye’ye olan ihtiyacı belirgin hale geliyor. Seçim sonrasında Suriye’den ve Irak’tan Abd’nin çekilme planları Beyaz Saray’da konuşulmay­a başlandı. Abd’nin, Türkiye’ye ihtiyacı var, çünkü bölgede Araplarla-yahudiler arasında denge unsuru olabilir. Bu arada NATO’NUN güçlenmesi, Türkiye’nin güçlenmesi, Türkiye’nin güçlenmesi NATO’NUN güçlenmesi şeklinde bir algı gelişiyor. ABD ile Türkiye’nin karşılıklı olarak müzakereye oturması ve NATO’NUN güney kanadını savunan Türkiye’ye silah konusunda yardım etmesi şart. Gecikme olması durumunda, NATO ve Ab’den uzaklaşan Türkiye profili çizilmesin­e doğru kayma yaşanabili­r. Bizden söylemesi.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye