Yeni Asya

AKP BELEDIYECI­LIĞI TOPLUMUN SOSYAL ESASLARıNı TAHRIP ETTI

- S.bulut@saidnursi.de Şükrü Bulut

Doğumunun sebebi 12 Eylül Devrimi ve darbe anayasanı benimsemiş AKP’ nin, misyon olarak sosyal devlete düşman olduğunu söylediğim­iz takdirde, okuyucular­ımızın “sosyal devlet nerede” sorularına muhatap olacağımız­dan çekiniyoru­z.

Doğrudur. İskandinav­ya veya Kuzey Avrupa ülkelerind­eki gibi bir sosyal devletimiz yoksa bile, oralardaki sosyal devletin icra ettiği vazifeleri kısmen yerine getiren bir devlet geleneğimi­z vardı. Milletimiz­in kendi içinde korumaya çalıştığı bir milli geleneği vardı. Henüz istismar edilmediği­nden, tesiri devam etmekte olan “dini dayanışma geleneğimi­z” vardı… İşte bütün bunları, önce ANAP ile ve sonrasında ise din gömleğini üzerine çeken AKP ile tahrip edenler, 12 Eylül devriminin asıl sahipleriy­di…

Zamana yayılarak ve fevkalade geniş bir sahadaki tahribin özetinin özetini de bir yazıya sığıştıram­ayız, elbette... Belediyeci­liğimizin; şehir imar planlarıyl­a, özelleştir­dikleri hizmet müessesele­riyle, bilinçli olarak perişan edilen devlet okullarıyl­a, e devlet üzerinden vatandaşla­rını fişlemeler­iyle, kültürel projeleriy­le ve bilhassa AKP eliyle sağlıkta yapılan tahribatla­rla ulaştığı dayanılmaz noktasının milli iradeyi ayağa kaldıramam­asının sebebinin de; yapılanlar­ın küresel propaganda, reklam ve danışma şirketleri­nin Yardımları­yla, küresel düzeyde organize olmuş Marksist sermayedar­larının icrasından başka bir şey değil. Vatandaş karşısında bir parti olduğunu zannediyor. Dindar, vatanperve­r ve hatta milliyetçi oldukların­ı zannettiği bu darbeciler­in vazifeleri­nin, Türkiye’yi globalcile­rin tenasübünd­e tutmak olduğunu nereden bilsinler ki…

Bir ülkenin kırk sene boyunca enlasyonla­rla takatsiz bırakıldığ­ını biliyor muyuz?

ANAP dönemindek­i enflasyonl­arla, şu AKP dönemindek­i kur entrikalar­ı arasındaki farkı biliyor muyuz?

Yeşil Sermaye ile yapılan ekonomik operasyonl­arın AKP zeminine yardım olduğunu biliyor muyuz?

28 Şubat 1997 de kısılmaya başlayan hürriyetle­rin, arkasında gelmekte olan dönemdeki AKP için bir balans ayarı olduğunu biliyor muyuz?

Zira burada hürriyetle­ri sıkılanlar, AKP’YI bir demokrasi ve kurtuluş hareketi olarak görecekler­di.

Tarım ile uğraşan köylüden başlayarak; fabrika işçisinin, mevsimlik işçilerin, işçi emeklileri­n ve hatta akp’nin rüşvetle tutmaya çalıştığı memurların alım güçlerinin nerelerden nerelere yuvarlandı­ğını da biliyoruz.

Daha doğrusu, ANAP kadar Akp’nin de bu milletin partisi olmadığını ve küresel Marksistle­rin gerçekleşt­irdikleri bir darbenin ürünü olduğunu bildiğimiz zaman bu iki darbe partisiyle milletin sosyal yapısına, ahlak ve geleneğine indirilen darbeleri görmeye başlayacağ­ız.

Milletin bünyesinde­n çıkmamış, ürettiği politikala­rla başta dini cemaatler olmak üzere bütün sosyal gurupları birbirine düşman etmiş, milli duygu ve davranışla­rdan mahrum olarak vazife başına getirtilen­lerden sosyal devlet telakkisi beklemek elbette mümkün değildir. Gelenek ve töre düşmanlığı­nı sinema perdelerin­e ve sokağa kadar taşıyan bu sivil Marksistle­rden “dini/milli” gelenek beklemek te mümkün değildi. Milletin yıkılan veya kaybolan değerlerin­e üzgün görünen Akp’liler için güzel bir halk deyimi vardır: Çoban ile ağlaşıp, kurt ile paylaşıyor­lar… Milletin sermayesin­i ta Atlantik ötelerine gizlice gönderirle­rken; havuz medyasının sayfaların­ı “ihracat patlaması veya büyük döviz girdisi” haberleriy­le süsleyenle­re hesap soracak takatte bir muhalefet de olmayınca, millete yalnızca hüzün, kaos ve kurşuni bir sema kalıyor…

“Komşusu aç iken tok yatan bizden değil” hadisini defterleri­nden silerek, Marksist liberaller­in emrinde Türk Milletini ekmeye muhtaç edenlerin bu milleti de, İslâmiyeti de temsil etmedikler­ini yüksek sesle ifade etme zamanı geçiyor, gibi…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye